30 Ekim 2011 Pazar

Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun..


Ben her bu sesi duyduğumda tüylerim ürperir ve gözlerim dolar.Bilmiyorum sadece bana mı böyle oluyo.Asalet ayrı bişey gerçekten.Baştan aşağı Frak giyen bir kabine düşünün.Smokinleriyle dizilmişler.Dünya'da seçme ve seçilme hakkına ilk sahip olan Türk kadını ise tuvaletleriyle eşlik etmiş yanı başlarında.Ülkenin CumhurBaşkanı ise saten pelerini ve beyaz eldivenleriyle ülkenin bir yurttaşı ve CumhurBaşkanı olarak halkına seslenmektedir.Bide şimdiki sümüklülere bakın. peeeh.



Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceği arkadaşlarım, hepimizin Cumhuriyet Bayramını kutlu olsun.Her ne kadar da savaşlar geçirmiş, depremler atlatmış, nice darbeler atlatmış, liderini kaybetmiş, lideri hastayken bile Cumhuriyet'ini kutlamış Türkiye Cumhuriyeti, tarihinde ilk defa bir hükumet tarafından Cumhuriyet Bayramı resepsiyonunun iptaline tanıklık etmiş olsa da (Böle bi'bahane de olmaz.Ettiler ama düğünlere katılmaktan eksik kalmadılar ya da gazete 50.yıl kutlamalarına ) ilelebet yaşayacaktır.Hedefledikleri 2023'de, Cumhuriyet'in 100. yılında, Cumhuriyeti yıkamayacaklar, yıktırmayacağız.

Sanırım o satırlara doğru yaklaşıyoruz?

Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. 


Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!


Not: İktidarın götünü yalayan bazı okuyucularım, yorum yapmaya dahi tenezzül etmeyiniz.Zira yorumlarınız ve özgür düşünceleriniz desteklediğiniz "ileri" demokrasiden dolayı, gerekçesi olmadan, sırf hoşuma gitmediği ve 'ucube' bulunacağı için silinecektir.






Saygılarımla;
  bi'adam

26 Ekim 2011 Çarşamba

Gün içinden bi'kesit

------------- (konuşmanın geçmişi)
Bitanem: Bi de şey.
Ben: Ney?
Bitanem: Ben sana aşık oldum.
Ben: Ne zaman :p
Bitanem: az önce.10 dakika.15 ya da 20 de olabilir.1 saat de.3 saat önce de oldum.Yaa şey, şimdi de oldum sanırım :/
Ben: Oyyh.Sen nası bişeysin ya!? .)
Bitanem: :/
Bitanem: ./ (bu tek gözlü smiley'lere dikkat.İlerde evimize sokakta yardıma muhtaç bi'kedi de alıcaz.Topal falan.Bi'gözü çıkmış da olabilir.Tek gözlü smiley onu simgeliyo aramızda .)  )
-----------------(konuşmanın devamı)


Mesajlaşıyoruz da wtahsapp'dan.Bu bi'kısmı :) Çok özledim.Ona kafamdan geçen hayali anlatıyodum.O da bunları söledi.Çok tatlı değil mi?Bana mı öyle geliyo yoksa?

25 Ekim 2011 Salı

Yaşama sevinci

Yaşam sevinci (leonardo da vinci) doluyum. Hohohoho Çocuk olasım var; az oldum ya bugün. İnsanlarla şakalaşıyorum gülüyorum falan. Ölücek miyim ne?

Bana bakın nazar değirenin kafasını koparırım!

Elemterefişkemgözlereşiş. Hohhoh :)

Bu da böle saçma post oldu ama idare edin artık :/

24 Ekim 2011 Pazartesi

ablacık'ı everme işleri başladı :)

Cumadan beri çok hareketli yaşıyorum gene.Hatta Perşembe diyelim.Perşembe günü, dünyanın en tatlı kızı ben ve bitanem Palldium'da buluştuk.Ben sınavdan çıkıp yanlarına gittim.CookShop'da oturuyolardı, yemek yedik.Konuştuk güldük falan.Ama çok ilginçtir, bitanem başka biriydi sanki.Şakaları falan yaramaz bi'çocuk gelmişti onun yerine sanki.Normalde daha ciddidir ben zıpırımdır ama o gün tam tersi gibiydi.Tabi bunda benim de Olasılık ve istatistik sınavından çıkmış olmamın da etkisi var.

Sinemaya girdik.Killer Elite.Güzel sayılabilir bi'filmdi.Enazından sürükleyiciydi.Yani ben kan unsuru içeren filmleri ameliyatlara dahi girip seyretmiş olsam da sevmiyorum.İşi düzenli yoldan yapmak ayrı, hurra boyazını tornavidayla delmek ayrı.Sinemadan sonra bi'tanem beni anneanneme bıraktı.Araba olanları yazmicam bu sefer.Bilgisayar klavyeleri sıvı temasından dolayı bozuluyormuş.Şikayet aldım :)

Cuma günü diş doktoruna gittim (dişçi değil katiyen :) ).1.5 saaat ağzımı fetiş videolarda ayıran o biçminde bi'aparatla açık tuttu.Dişlerimi beyazlattım çünkü :). 3-4 sene bu beyazlıkta sırıtıcam :) Tabi buna bağlı olarak sızlamalar oldu 2 gün ama şimdi, perfecto :)

Cumartesi, yazdığım gibi sinema +bienal'e gittik.Buarada bienal'in gişesinde bitanemle konuşuyoruz:
-Ben: Biletler ne kadar acaba?
--Bitanem: Bak orada yazıyo.
-Aaa öğrenci 5 tl.
--Bitanem: Ezik öğrenciler.Haahahha.
-Kusura bakma ama 2 ay önce hala sen de öğrenciydin.Kelebek kozasından çıkmış şuna bak nası yaşıyolar bunda demiş.
--Bitanem: Ay ne başarısız bi'atasözü be o.
-Sus bakim.
Gişedeki kadın: İyi günler.
-İyi günler, 2 bilet istiyorum biri öğrenci diğeri tam.
--Bitanem: Ezik öğrenciler.
Kadın: Öğrencilere ücretsiz buyrun, beyfendi sizin de 20 tl.
Bitanem: Hayır işin komik tarafı geçen gün kartımı teslim ettim ben de okula. (İndirimi kapmaya çalışıo ahahaha)

Bitanemin suratını görmeliydiniz :) hohohohoho

-Burası Haplo'cum için :)-
Bienal güzeldi.Yani bazı eserler gerçekten ama gerçekten çok gereksizdi.Eğer onları anlayamıyorsam, sanat anlayışı sıfır biriyim, özür dilerim.Ama çok etkilendiğim eserler de vardı.Antrepo 3 kesinlikle daha etkileyici.Ama antrepo 3 'deki gay teması bulunan kısma bayıldık :) İşte eserlenden biri:



Bunun dışında, foot fetish, golden shower, cum shot'a dair sürüsüyle de fotoğraf vardı.Tabi bir de film oynatılan karanlık odalarda öpüşmeyi ihmal etmedik :) Bienal sonrası açlıktan gebermek üzereydik ki, taksiye atlayıp Nişantaşı'na gittik.Taksim'e gitmek iştemedim her hangi bi'provokasyon olayına daha açık bi'alan diye.City's de gene Cookshop'da yemek yedik, Bir Gün'e bilet aldık.Bitanem bileti almaya giderken ben yemek bekliyodum.Cam asansörden beni seyretmiş.Karınca gibiymişim :)

Sonra yemek de yedik, tatlı da.Spor'un da içine ettim böylece :) Sinemaya gittik falan bilet yook? Düzenli sevgilim kaybetmiş :) Gişedeki kadına söyledik, az önce aldığımız için kabul etti, girdik salona.Yanımızda insanlar oturmasına rağmen film sırasında öpüştük.Artık kimseyi takmadığımızın resmi bu.Ele ele de gizli tutuşmuyoruz.Zaten biri bişey dese "bana mı dedin bacım?" der korkuturum :p Çok güzel bi'filmdi.Hatta ilk defa bi'filmi kitabından daha çok sevdim.Çıkarken gene ağlayarak çıktık ikimiz de ama.Son zamanlarda he film çıkışında ıslak gözlerle birbirimize bakıyoruz.

Filmden sonra yürüdük, bişeyler içtik.Gene arkadaşlarına yakalandık.Bienal'de de biarkadaşına takıldık.Geçen hafta da görmüşlerdi bizi.Bence gay diye düşünüyolardır bile.ahahaha.Dönüşte metro'da çok dalga geçtim bitanemle.Akbaba akbaba diye.Yürüyen merdivende itermiş gibi yaptım.ahahah gülmekten yazamadım şu an. Akbaba gibi savruldu o da.Sonra sen buraya gel bakim diip, pantolon üstünden pipimi tuttu ve cimcikledi :( Canım yandı benim :( Sonrada itti basamağa takılıp oturdum.Gülmeye devam ediyorum bu arada.Sonra suratını astı oyun bozan.Metrobüse geldiğimizde "öpmicek misin?" dedim.Sıkıldım dedi.Suratım düştü peki dedim gittim.Sonra üzüldük ikimiz de.Ama hala o akbaba :)

Dün bi'tanecik ablamın İstanbul'daki düğünü vardı.Bu sırada çekirdek aile toplantısı vardı bizde de bi 25 kişi cik kadar.Bizim aile biraz büyük de :) Bahçede mangal sözü mü varmış ne, onun için keyifler yerindeydi.Ben evden çıktım gittim düğüne.Deli gibi eğlendik. 11.11.11 de asıl düğün var Ankara'da :) Uçak bileti, smokin her şey hazır :)
Kız kardeşi, kuzeni bizi biliyolar.Aslında dün bitanem de davetliydi ama kim vurduya gitti.Davetiyemizin üstünde sadece bizim isimlerimiz yazılı :) Çift olarak düğüne davetliyiz :) Kız kardeşiyle yeni tanışma şansım oldu ama 10 yıldır tanışıyo gibiydik.Dönüşte 1 buçuk gibi onu ben bıraktım.Arabada hikayemi anlattım falan.Bu hafta tekrar buluşucaz :)

İşte öylee.Bugün de okula gidemedim.Hasta gibiyim.Ama spora gitcem kesinlikle akşam! 5 günü özetledim size.Artık daha sık yazıcam :) Hadi iyi okumalar :)

22 Ekim 2011 Cumartesi

Bitanemle bir gün :)

Bugün bitanemle görüşcez şimdi metrobüsteyim. Heycanlıyım da :) önce Bienal'e gitcez, sonra sinemaya. Kaç gündür konuşuyoruz, Bir Gün'e gidelim diye. Ben kitabını da okumuştum, çok merak ediyorum filmini de.

Huzurluyum onu görücem diye. Yorum yapıp yazamıyorum ama bugün bilgisayarım geliyo servisten. Sonunda kavuşucaam size tekrar. Özlediniz mi beni :p

19 Ekim 2011 Çarşamba

...

"Adı cinayet olan bişeye nasıl şehit diyebiliyolar" dedi bitanem az önce. Sonuna kadar da haklı ve ben de katılıyorum. Bi küfür savurasım geliyo bu ülkeyi yönete(meye)nlere bu kukla durumuna sokanlara, neyse.

Ulusal yas olmasını destekliyorum. Başbakanlığı basan insanları tek tek öpüyorum. Best fm i de yaptığı konuşmadan dolayı ve duyarlılık olarak yayınını şu anda durdurmuş olmasından dolayı tebrik ediyorum. Keşke herkes sizler gibi duyarlı olabilse..

17 Ekim 2011 Pazartesi

Başlığı siz koyun

Yatağa yattım. Anneannemdeyim gene. Yarın dokuz buçukta sınavım var :/ modelleme. Yahu beni koysunlar model diye :p (narsist tavırlar 8) ) bugün kalktım, kahvaltımızı yaptık ailecek ve sonra yola koyulmam gerekiyodu.

Aslında derste çalışılacak çok konu yoktu ama kıvırcık saçlı kızın jürisi var bu hafta ve havaalanı projesine yardım etmem lazımdı. Ona da yardım etmek için erken çıkmama lazımdı. Fakat babam gitmeden şu kış bahçesinin ısıtıcısını monte et de öyle git deyince kıramadım. Onu yaptım, odama çıktım hazırlanmak için abim geldi. Biletixten ıvır zıvıra bilet alcam bana alsana dedi. Ona da tamam dedim; gene kaldı hazırlanmam :) sonra tam hazırlanıyodum ki; ablacık aradı. Smokini almaya gidiyolarmış, ben indirim yaptırtmıştım. ( damadın sadıcı olarak hohoho ) Onla ilgili bişi sordular.

Yardımlarım bitince hazırlandım ve çıktım. Geç kaldım ama napim :/ Projeyi de yaptık gibi ekürime anlamadıkları bişeyi de anlattım, ablacık smokini de aldı, abime bilet de alındı ısıtıcı da asıldı :)

Bitanem hasta buarada :/ Çok kötü durumda. içim gidiyo o öyle hastalanınca :( Hele ben bide yanında yoksam daha da üzülüyorum. şimdi olsam ona yemek yapıp sevip bakardım. Kucağımda yatardı ufak ufak. Ama ona da söyledim, yanımda olsa hastalığından kaynaklanan savunmasızlığını kullanırdım hihihihi.

Öyle işte.. Ben yatıyorum, hadi siz de yatın bakalım.. iyi geceler tatlı rüyalar herkese :)

14 Ekim 2011 Cuma

Azgınımazgınınmazgınım

Çok azgınım yahu.Hava değişiminden midir neden bilmiyorum ama halim hal değil.Asılırken boyun ve çenemde sanatsal attırmalar yarattım.Nasıl oldu ben de anlamadım ama menzili kuvvetlendirdim :p İşte böyle durumlarda bitanemi bi'elime geçirsem var yaa... allah yarattı demem :)

Ben yatıyorum, sabaha yatakta delik açılmış olur zaten.Haydi iyi geceleer :)

12 Ekim 2011 Çarşamba

Arabada :)

Durakta otobüs bekliyodum. Okuldan çıkmıştım, yarın sınavım olduğu için bizimkilerle kalıp kütüpanede 11 e kadar falan ders çalıştık. Ders bitince de okula çok yakın oturan anneanneme kalmaya gidicektim. Bitanem aradı ben durakta otobüs beklerken. Napıyosun falan diye konuştuk spordan çıkmış o da, eve gidecekmiş. Gelip seni alıp ben götürim mi dedi. ( bitanem okula yakın oturuyo. ) olur dedim :)

Telefonu kapattıktan sonra heyecanlanmaya başladım. Neden bilmiyorum. Ders çalışırken azgın hayaller kurdum bazen ve dersin sonunda onu göreceğimi hayal edebilirdim ancak. Sanırsam hayaldi gerçek olunca heyecanlandım :)

Geldi durağın önünde durdu. Arabaya bindim. Nasıl mutluydum anlatamam. Hareket edince araba hemen boynuna yapıştım, öpüp kokladım... Kollarına sarıldım, kafamı sürttüm. Bi garip oldum kalbim çarptı. Ellerini öptüm, parmaklarını emdim ve sertleştiğini söyledi :) Ben de arabada fantazimi sürdürdüm ve eşofmanını sıyırdım :)

mmmmm :) bi blow job ardından kendime geldim, o da kendinden geçti. Sonra evin önüne geldik durdurdu arabayı. Birazcık konuştuk, birbirimizi seyrettik, gözlerim doldu.. Öpüştük, sakızını bana verdi :) Meyve tadı eşliğinde öpmeye devam ettim onu. Kopamadık bitürlü. İncem inemiyorum. Sonra o elini pantolonuma soktu ve tuttu. Kendinden geçti,birazcık tuttu, sıktı, oynadı her zamanki gibi :)

Ben artık gidim dememe rağmen ikimizde de tamam peki hadi diyen yoktu. Elini aldım, boynuma sürdüm. Kokla dedim. Parfümüm eline geçmişti.. Beni hatırla dedim. Zaten elini yıkamicakmış hep pipimi tutmuş hem parfümüm kokuyomuş :) şapşal şey :)

Ben apartman kapısından içeri girene kadar bekledi. Sonra mesaj attım. Seni seviyorum sevgilim, iyi ki varsın ve sana sahibim diye. Whatsapp 2 gündür bozuk.. Mesajlar iletilmiyo.Bu sebeple normal sms yoluyla mesajlaşıyoruz. Garip oldu biraz. Yazdı mı ne zaman yazıcak diye insanı bi heycan kaplıyo.. Unutmuşum..

Ona da söyledim, sanki onla değil az önce internetten tanıştığım biriyle anlaştım; gelip beni aldı, arabada bişiler yaşadık ve şimdi de eve bıraktı. Sonra da mesajlaştık. Öyle ilk defa heycanı vardı yani :) Spontane gelişen şeylere bayılırım. Hele kaçamak varsa.. Mmmmm.. O mutluluk ve heyecanı anlatamam size :)

Şimdi yatağa yattım. Yarın 12 de sınavım. Sabah okula gidip çalışıcam biraz daha.. Haplo; op-amp çalışıyorum bilgine :p robotunda kullanmak istersen haberim olsun :p

haydi tatlı uykular tatlı insanlar sizi :)

10 Ekim 2011 Pazartesi

@Nişantaşı

@Nişantaşı gibi itici tikican bi başlık atmak istedim. Atarken de çok güldüm :)

Bitanemi bekliyorum şuan. İşten çıkacak birazdan filmekimine gitcez :) Ama bilin bakalım film saat kaçta? 7 de. Saat kaç? Tam 7 şuan. Ben nerdeyim? Nişantaşı. Film nerde? Taksim. O halde? Filmi kaçırdık :/

Ama pek de umrumda değil bitanemi görim yeter :) Az önce kendime 3 gündür hayallerini kurduğum parkatol ü aldım. Geçen gkn bitanemle buralarda gezeken gördüm ve rüyalarıma girdi :( ( buarada parkatol ne derseniz; Parkayla palto karışımı bişi. Ben koydum bu adı öyle seslencem ona hep :p ) Çok mutluyum hohoho :) Bitanem de gelsin daha da mutlu olcam :)

Üzülüyo şimdi filmi benim yüzümden kaçırdık diye. Gelsin sıkıştırıp, öpüp hesabını sorarım ona ben :p

Size şeyi anlatmayı unuttum ben yahu. Cumartesi günü gene filmekimine giderken -iki film arasında- Küçükçiftlik deki lunaparka da gidelim dedik. Çocuk olma günümüzdü :) Ama Maçkaya gelince parkın kapalı olduğunu gördük :/ Nişantaşına ordan Taksime yürüdük. Buarada Lineadecor'a girdik beraber. Evimiz olunca mutfağı nasıl olsun bakmak için :p Arada ikeaya da gidip hayaller kuruyoruz :) Neyse, adam müşterilerle ilgilenip geliyorum hemen dedi. Bitaneme çaktırma evimiz var dedim. Güldük tamam dedi :)

Adam anlattık evin mutfağı u şeklinde. Ben granit istiyorum ama o istemiyo falan diye. Baya oyalandık. Aaa bu evye kullanışlı mıdır? Aaa baksana geçen gün baktığımızdan falan diye. Gülmemek için zor tuttum kendimi ahahaha. Çıkınca mağazanın önünde dayanamadım bastım kahkahayı:)

Sonra yatak bakmaya gittik :p Aynı şekilde numara. Kadına şey diyorum yanımda biri gece dönünce uyanıyorum. Tabb yanımda bitanem var o sırada. Kadın yadırgadı gibi suratı anlamsız bi ifadeye büründü hohoho :)

Evli çift rolümüzü yapıp ayrıldık ordan da :) Sonra sinemaya gidip tüm film boyunca elele tutuşup filmi seyrettik :)

Bu kaday :)

8 Ekim 2011 Cumartesi

My heart will go on...

Bugün bitaneme sürpriz yaptım ben. Salıdan beri dünyanın en tatlı kızıyla bunu ayarlamaya çalışıyoduk. Bitanem sadece dünyanın en güzel kızıyla buluşcak sanıyodu bugün. Öyle planladık, öylesine buluşucaklardı güyya.

İş çıkışına yetişemedim ama onu da planladım. Yemek yemeğe gittikleri yerde arkası kapıya dönük oturt onu dedim. O ise beni misafir olduğu için evde sanıyodu. Dahası onunla bu hafta çok ilgilenmemiş numarası yaptım :p Bugün de devam ettim :p

Ona hediyeler aldım iş yerinde masasına koysun diye. Gittim, arkasından gelip gözlerini kapadım. Ellerime dokundu, açtı arkasına dönüp bana baktı. Şaşırıp kaldı :) Sonra hediyesini de verdim. Çok mutlu oldu yemek yedik eğlendik falan..

Titanic'i seyrettim şimdi... İlk defa sevgilim varken seyrediyorum. O kadar canım yandı ki.. Beni ondan ayırmasın kimse, hiç bişey... Gözlerim doldu, ağlıyorum şu an bunları yazarken ama o kadar huzurluyum ki... O'na sahibim...

7 Ekim 2011 Cuma

Ben seni yemez miyim?

Ben gerçekten bitanemi yerim ama.dün gece yatmadan önce birazcık atıştık.Atıştık derken, size bahsettiğim  işe kabul olmuştu ve pazartesi çıkışa beni beklemiş, sürpriz yaparım diye.Ama gitmedim.Salı beklemiş, çarşamba beklemiş...Küçük çocuk o, yüzü nasıl da tosarmıştır beni göremeyince biliyo musunuz :(

Neyse işte, dün sitem etti bana biraz."Sen isteyince beni seviyosun, istersen ayaklarımı yerden kesiyosun, mutluluktan uçurabiliyosun beni" diye. Ben de içinde bulunduğum durumu anlattım ona.Mutlu olmadığımı, ondan destek beklediğimi ama onun da sitem ettiğini söyledim.Konu biyere varmadı, ikimiz de tosarıp yattık.

Sabah uyanınca haber ver diye mesaj atmış.Bisürü de mutlu mutlu şeyler yazmış..Uyanınca "ben uyandııı" dedim.Tamam şimdi, yataktan çık, "hakkında her şeyi duymak istiyorum" u aç ve yüzünü yıkamaya git dedi.Yüzünü yıkadıktan sonra aynada kendine bak dedi.Ama cildine gözeneklerine değil, yüzüne bak dedi.

(sözleri çok anlamlı değil mi?)

 Baktım, kendimi incelemedim ilk defa ayna karşısında.Baktım sadece.Mesajları gelmeye devam etti.Şimdi arkandan gelip sımsıkı sarıldığımı düşün.Boynunu öptüğümü düşün.Sana tapan bi'sevgilin var.Mutsuz olmak için hiç bir sebebin yok.Artık üzme kendini.Sana tapıyorum ben dedi.

Sonraki mesajı hadi in aşağı kahvaltını yap ama yaparken de mailine bak dedi.Kahvaltı yaparken açtım mailini.Bunları göndermiş, yazmış:                                              


      Küçük kedicik hadi uayn artık çık yataktan=)
      Miskin kedi olma günü değil bugün
      O küçük bedenin yataktan çıkıp küçük yüzün de
      ıslandığına göre artık uyandın=)
      Hadi şimdi kalk ve ufak mideni doldur bakalım=)
      Mutsuz olmak için hiç bi sebebin yok unutma sakın
      En önemlisi birbirimize sahibiz!
      Her zaman olmasa da istediğimiz zaman 
      bedenlerimizi  birbirine dolayabiliyoruz=)
      Evinin yolunu bilen kedileriz biz hihihi=)

      Hadi bugün farklı bişeyler yap git bahçeye
      kedilerinle oyna=)
      Sev onları beni sever gibi
      Sonra tv yi aç çizgi film izle=)
      Tatlı bişeyler ye
      Çikolata ye=)
           Yarın birlikte geçirceğimiz günü düşün
                       Sabahtan akşama kadar beraber olcaz biz=)

  Ben şimdi işe dönüyorum uzun tüylüm
 Sen bedeninle oynayabilirsin=)
 Güzel bi kış var önümüzde
 Geçen yıl ki gibi olcak
Unutmak istemeyeceğimiz günler geçiricez=)
Seni sevmekten öte tapıyorum! 

 






İşte böyle tatlı bişey benim bitanem.Nil'in şarkısını öyle bi söyler ki; gözlerim dolar hemen.Ama o "filan" kısmında hem ağlarım hem de gülerim.Çok şirin oluyo çünkü. (Çeşme'deyken söylemiştik beraber.Televizyonun karşısındaki kanepede çıplak oturuyoduk, duştan çıkmıştık.Oda karanlıktı, sadece televizyonun ışığı aydınlatıyodu bizi.O zaman ilk bana söylemişti.Bugün de bunu bizim şarkımız ilan ettik :)

Eklemek istediğim şeyler var ama sonra eklicem.Çünkü, öyle işte.sonra anlatırım ;)


Nokia zeka fışkıran bozuk telefonumdan gönderilmedi. (hohohohoh)
Annemin bilgisayarını arakladım :/

6 Ekim 2011 Perşembe

Haksız mıyım?

Yahu bu biscolata reklamındakiler nedir ya!? İnsan olmadıklarını biliyorum da, ama bu kadar da olmaz yahu! Hele o kaşıktan çikolatayı dökerken kaşını kaldıran... Bide sonunda 3 lü duran arkadaki yaratık...

Ooof gene için gıcıklandı, karıncalandı. Ben susim en iyisi. Ama haksız mıyım?

send by my Nokia N97 smartphone.

Alternating Happiness

Günaydın herkese :) bu aralar aksatıyorum yazmayı ama bilgisayarım yok :/ yorumlarınız mail olarak geliyo fakat cevaplayamıyorum, toptan cevaplicam :)

Her şey aynı gidio bi mutlu bi mutsuz diyelim. Okula giderken mutlu okuldan gelirken mutsuz. Tüm enerjimi alıyo okul :( Suç okulda değil aslında, arkadaşlarımın size daha önce size bahsettiğim sorunları var. İster istemez bi negatiflik yayıolar. Benim bu dönemime de gelmesi kötü oldu tabiki bunun :/ Çabuk düzelirler inşallah :(

x-coach, sign kısmında set as defrault seçeneği var (yurt dışından alındıysa eğer senin ki ) format atılınca ona dönüyo. Kapatmak lazım her seferinde onla uğraşamıyorum telefonum bozuk çünkü.

send by my Nokia N97 smartphone.

5 Ekim 2011 Çarşamba

Bana uzak allaha yakın olun lütfen

Az önce bilgisayarımı almak için gelmişler kargodan. Ufacık bi sorun çıkmış gideceği adresle ilgili.

Annem beni aradı gerginlik akıyo üstünden. Ne gerek var ki yani bu kadar sinirlenmeye? Daha bilgisayar evde bişey başına gelmemiş. Bu ne telaş bu ne sinir yahu!?

Kargo görevlisini telefona aldım aktardım durumu halloldu. Bu kadarcıktı yani.

Böyle durumlarda ben de etkileniyorum. Sinirli gergin bi yapıya sahip değilim. Yanımda gergin ve sinirli insanların bulunması da sevmediğim şeylerin başında geliyo sanırsam.

Konuyla alakasız ama paylaşmak istedim sizle.


send by my Nokia N97 smartphone.

4 Ekim 2011 Salı

Bi'denyo

Günaydın herkese. Hadi uyanın kalkıın ben kalktım. Kimse sıcak yatağında uyumasın ben uyumuyosam :p

evet sevgili bloggerlar, gördüğünüz üzere bundan 6 saat önce depresyona mı giriyorum diye düşünürken bu sabah mutlu mutlu uyandım. Burdan çıkaracağımız şey benim depresif olduğum değil, psikopat dengesiz bi'denyo oluşumdur.

Sabah sabah çenem düştü ama bunu da söylemek istiyorum. Dün anladım neden öyle olduğumu.. 3 sebebi varmış aslında. Şöyle ki;
a) tüm gün bilgisayar, wireless, tv. telefon ve printer 4 lüsünden bi saniye bile ayrılmadığım için iyonlaşmış taneciklere maruz kaldım ki; stress kaynağı kendileri.
b) bitanemi özlemiştim huysuzlanıyodum onu görememem.
c)yazıda da belirttiğim gibi rahat batması. Dert yokken dert yaratmam.

Şuanda sanki dün sinir harbine giren ben değilmişim gibi yaşama sevinciyle doluyum. Bana akıl sır erdiren varsa söylesin, ben erdiremedim de!?

3 Ekim 2011 Pazartesi

Depresyon mu!?

Canım çok sıkkın. Sebebini bilmiyorum ama sanırım içimde biriken şeyler vardı ve bugüne patlak verdi. Buna ek olarak hayatımda en nefret ettiğim şeylerden birisi kullandığım cihazların yarı bozuk, bozuk olmasıdır.

Bunu bilen yukardaki şahıs, telefonumu bilgisayarımı printerımı aynı gün bozdu. (suçu birine atmam lazımdı kusura bakma. Sonra meleklerini gönder hesaplaşırız aramızda) Onların bozulması da tuzu biberi oldu ve az önce sinirimden köpürdüm. Etrafa saldırasım geldi alışık olmadığım bi şekilde.

Sakinleşmeye çalıştım ama olmadı. Her şeyi bırakıp gerçekten hani insanın elektriğin bile olmadı bi adaya düşim. Düşim ki sahip olduğum şeylerin de farkına varim. Yoksa rahat batması denen şey gerçekleşiyo bende. Bırakıp gidesim var her şeyi. Neden bilmiyorum ama. Sanırım derdim yok ondan.

Sonra düşünmeye başladım. Acaba ben depresyona mı giriyorum? Sorunun cevabını ben de bilmiyorum ama umarım öyle değildir. Yoksa bu dengesiz halimi daha fazla sürdüremeyebilirim..


Send by my smart phone N97.

1 Ekim 2011 Cumartesi

Huzur var içimde

Çok huzurluyum...Özel bi'sebebi yok.Sadece hayatım düzene girdi diye mutlu oldum.(Senin hayatın da karışı mıydı der gibi oldunuz dimi? ) Düzenden kastım, dersler başladı, okula gidiyorum, eve gelip yemek yiyorum, spora gidiyorum, tekrar eve gelip dinleniyorum falan..Yani monotonlaştı birazcık ama sanırım o uzuuuun yazın ardından bu monotonluğa ihtiyacım vardı benim..

Bi'sebebi de, arkadaşlarımdan birisi (ona da minyon diyelim) sevdiği çocukla aralarında sorun vardı.2 haftadır yüzü asık dolaşıyodu.O üzülünce biz de üzülüyoduk.Çünkü öyle görmeye alışkın değiliz :/ Bugün kendi kendine düşünüp taşınıp artık kendini üzmeme kararı almış :)Diğer arkadaşım, -Kıvırcık saçlı kuzu- da, bahsettiğim sevdiği, aşık olduğu çocuğa döndü bugün :) Herkesin hayatında bişeyler yoluna giriyo.Bu da mutlu etti beni. ( ya zaten  mutlu olmaya yer arıyorum ben :) )

Diğer sebep de bugün spordan sonra soyunma odasında, istediğim vucuda sahip bi'çocuğun bana bakıp "fena gitmiyosun" demesi oldu.Hemen fesatlaşmayalım. O amaçla söylemedi :) Biraz konuştuk falan hoşuna gitmiş vücudum.Doğru yolda ilerliyorum demek oluyo bu.Profesyonel birisinin yorumunu da aldım. Ne var bunda sevinecek derseniz, çok emek harcayıp canımı çıkarıyorum, sanırım fark edilmeye başladı.Emeğimin karşılığını alıyorum artık :)

--------------------------------------------------------------------------------------------------------

Bu kısmı ayrı tutmak istedim.Dün size bahsettiğim yazı vardı ya, 70'lerden bu yana aslında Türkiye'de eşcinsellere bakış nasıl değişmiş diye.Onu paylamşak istedim.Derginin fotoğrafını çektim.Anlatılan olay 70'li yılların en popüler magazin ve cemiyet dergisi olan Hayat Mecumuası'nın gay pride hakkında yaptığı yorum.
Artık bu pride'ın Taksim Meyda'nında bile yapıldığını düşünürsek ve böyle eleştirilere maruz kalmadığını düşünürsek, evet baya yol kat etmişiz :)


Görüldüğü gibi onur kırıcı bi'biçimde eleştirmekten çekinmemişler...