30 Aralık 2011 Cuma

Bi'tanemle hakkımda yazılarlar çizilenler (Blogger Buluşması)

Baya bi geç yazmak durumunda kalıyorum affınıza sığınaraktan :/ Bildiğiniz üzre blogger buluşması olmuş, çok da güzel geçmişti.Hemen acele olarak yorumları yazmış fakat hakkımızda ne dendiğinizi yazamamıştım.
Bakalım tatlı insanlar hakkımızda ne demiş?


Pistisvejanus:
Bİ'ADAM VE BİTANESİ : Hayatımda gördüğüm en güzel çift birbirlerine öyle bir bakışları var ki birbirlerinin içlerini görüyorlar resmen çok tatlılar gerçekten yazdığı kadar birbirlerine aşkları var ikiside gayet bilgili şen şaktak insanlar. Özellikle bir'adamın bitanesinin saçına bayıldım :)))) allah ayırmasın inşallah
neşeli çok cool ikiside açıkcası masada ikimiz konudan konuya geçip en fazla biz konuştuk sanki .Özeellikle bi'adamın din konusunda bakış açısını çok sevdim. Bitanesi ile iyi anlaştık sanıyorum ikimizindde nefret ettiğimiz ortak biri çıktı ona karşı komplomu duyunca gözleri parladı resmen:) hahahha çok eğlendik komplo muhabbetinde bi'adam iyiki bu buluşmayı düzenlemissin bana azgın diyorsun ama :))) senide gördük şekerim :)))
@bi'adam aaaa aşk olsun şimdi :))) bitanende sende tam taşsınız:)))şekerim gerçekten
şaka bi yana harbi dediğim gibi bayağı kol kası varmış sende o spor bayağı işe yarıyormuş:) 
yaaa kaçmasaydın iyikide kaçmışım :)valla bitanen senide benide vurur:)))


bi'adam ve bi'tanesi, gerçekten tahmin ettiğim gibi birbirine çok yakışan bir çift. ortak gördüğüm noktaları olduğu gibi, kesin olarak birbirinden farklı noktaları var. ama birbirlerini çok güzel tamamlamışlar,insana bütünlük hissi veriyorlar.:) ikisi ile de muhabbet etmek çok güzeldi. bi'adam'ın uzayla ilgili sorduğu soru çok hoşuma gitti, zaten beni bıraksalar sıkılmadan nekadar konuşabilirim bilmiyorum. umarım çok uzatmamışımdır. bi'adam'ın konu açma gayretine bayıldım ama, sürekli etrafındakileri konuşturmaya çalıştı. sanırım buluşmayı ayarladığından bir nevi ev sahipliği havasına büründü. bu da iyi bir "ev sahibi" olduğunu gösteriyor. kediler için yaptığı şeyler, kendimde bulduğum ortak noktalardan biri. içindeki merhamet ve yaşama saygı değerli bir şey, bi'tanesi ile mutlulukları daimi olsun diyorum. çok yakışıyorlar :)


Masada 4 kişilerdi. İkisi Bi'adam'la sevgilisi peki diğerleri? Haplo'muş teki. Ötekisi de Anlatsam Bi Bok Olmaz'mış. Haplo'yu fotoğrafından çıkardım. Ama ötekini bilemedim :( Neyse sıra geldi karşmdaki iki yakışldan hangisinin Bi'adam olduğuna karar vermeye. İkisi de yakışıklı ve birbirine benziyor. Zor bir karar olarak bana soruyu soranın Bi'adam olduğuna karar verdim.
Bi'adam: Tahmin ettiğim gibi biri kesinlikle değilmiş. Çok sevdim, sıcak kanlı, cana yakın, bi kere kedi seviyor :)

Bi'adam'ın Bi'Tane'si: Şey ya yakışıkılı bu çocuk çok fazla. Biraz gaddarmış. Saçları güzel. Muhabbeti de hoş.




 Bi’adam; bir insan kendini yazılarında ancak bu kadar iyi yansıtabilir. Herkesin fiziki olarak aklında bir tahmini vardır, onunla ilgili bir yorum yapamam ama kişilik olarak, samimiyet olarak, doğallık olarak yazılarında nasılsa gerçekte de öyle. Kendini sorumlu kişi hissettiğinden sanırım herkese yetişmeye çalışıyordu, yorulmuş olmalı. =) Bi’tanesini seviş tarzını çok sevdim bir de. “işte böyle ensesinden tutup kaldıracaksın” bu cümleyi kurduğunda çok sevimliydi ikisi de. =) Ayrıca belirtmek istiyorum; ben kendi gaddarlığımı savunmadım, bi’tanenin bu özelliğinin gaddarlık olmadığını, olağan bir karakteristik özellik olduğunu, bunun da tartışılacak bir şey olmadığını savunmaya çalıştım. =) Beeeen gaddar değiliiiiiiiiiiiiim. =D

Bi’adamın Bi’tanesi; onun kaleminden ilişkilerini okuduğumda bir profil çizmiştim kafamda. Ben gayet soğukkanlı, mesafeli, nemrut biri bekliyordum. Aynen beklediğim gibi biriymiş. =P Bütün fikirlerimi altüst etti. Fazlasıyla sıcakkanlı, sevimli, sempatik bişi işte. Bi’adamın bi’tanesi de böyle olur zaten denilecek cinsten. Blogger buluşmasına gidip en çok onunla iletişim kurmak garip oldu ama mimiklerimden neye ne tepki verdiğimi anladığı için sanırım eğlenceliydi baya.

Evet sevgili Bi’adam ve Bi’tanesi tam beklediğim gibi değildi açıkcası. Yani ben aslında “haha ben bi’adam işte bu patrick haplo v.b ee nasılsınız? Nasıl gidiyor arkadaşlar.” Gibi bir konuşma beklerken anında olay gay pride partilerine dönmüş gibi geldi. Tabii bu pat diye olmadı.


Hepsine yazdıkları cici şeylerden dolayı çok teşekkür ederim.Umarım buluşmaların devamı da gelir de; çok güçlü arkadaşlıklar oluşur :) Ama emin olun ki hepsi de en az bize yazdıkları kadar akıllı, iyi, tatlı ve şirin insanlar. Sanırım onlarla aynı blogger'ı paylaştığım için şanslıyım :)




Not: Düzenleme olarak bok gibi oldu copy-paste olduğu için ama kusura bakmayın :(

29 Aralık 2011 Perşembe

MİMİMİMMİMİMİMİMİMİMİMİMİ MİM.

Öncelikle üzerine ayakkabı dolabı devrilesice x-coach'a beni mimlediği için teşekkür ederim.Mim'i biraz geç cevaplıyorum fakat kusuruma bakma anam :/
Bu yıl gelen olarak güzel bi'yıldı.Hatta ilklerimi barındıran, şaşırdığım şeyleri duyduran düşününce keşke demediğim ve kötü bi'anını hatırlamadığım bi'yıl.Umarım 2012'de 2011 gibi güzel olur.Hatta daha güzel olur.

Bu sene sevgilimle beraber "ilk balayımızı" yaptık Roma'da.İlk kez yazlık tuttuk tatil için.İlk kez come out yaptık.Sevgilim kadar sevdiğim arkadaşlarımla Avrupayı gezdik, 21 günde 5 ülke gezdik, 3600 km yaptık.Her coming out'da şaşırtıcı şeyler öğrendim.Ablacık'ın da biseksüel olduğunu, hatta kardeşi ve kuzeninin de öyle olduğunu öğrendim.İlk defa nikah şahidi oldum.Hayatımda ilk defa birini, abimi, askere yolculadım.Bi'tanemle ilk defa damat sadıcı olduk.İlk defa smokinlerle birbirimizi gördük.Kariyer açısından güzel bi'adım attım bu yaz.Kısacası tüm güzellikleriyle yolluyorum 2011'i.

Şimdi gelelim 2012'ye...
Senden fazla bişey isteyecek değilim Noel Baba.Yıllardır geri saydıktan sonra ilk saniye de tuttuğum dileklerimi yerine hep fazlasıyla getirdin.Sana bunun için minnettarım.Fakat bu sene gene bazı isteklerim olucak sana zahmet olmazsa;

1.Bitanemle yaz tatilinde yurt dışına gitmek istiyorum.(Bu yaz olmadı çünkü :(
2.Bitanem'in başladığı kariyeri daha da güzelleşsin ve hep mutlu olsun.
3.Arkadaşlarımla sevdiklerimle aramda hiç bi'sorun çıkmasın, hep güzel güzel devam etsin, nice seneler devirelim..
4.Kariyerimle ilgli en doğru karar neyse onu verim.Geleceğe dair kafamda daha net şeyler olsun artık.
5.Tekrar bi'blogger buluşması yapim, ama bu sefer aklı bizde kalanlar da gelsin.
6.Blogger'daki üzgün yalnız olan herkese kocaman mutlu ilişkiler gelsin, kimse sıkıntılarını yazmasın, yazacak sıkıntıları olmasın.
7.Blog'lara yorum  yazarken doğrulama kelimesi sorulmasın.Eciş bücüş şeyleri yazmamak için yorum yapmaya üşeniyorum.Herkes farkına varıp kaldırsın.
8.O Gay; Ben de'nin ONS'leri, Operadakiherbişeyin sabit bi'ilişkisi, Haplo bahsettiği kişiye aşık olsun.Anlatsam Bi'bok olmaz sevdiğine kavuşsun.Just In Time, sevdiğine kavuşsun.Pistiss, komşusunu götürmeye devam etmesin.The King, huzurlu yazılarına devam etsin, biseksüel yalnız olmasın, serhat karmaşık olmasın, Bi'gay duygusal sevgiliye aşık olsun ve ömür boyu öyle gitsin.Patrick sınavda istediği yeri kazansın.x-coach poposunun arasına kaçan tangasının verdiği orgazmla arkasına içi ayakkabı dolu karavanın takılı olduğu hayalini kurduğu Mercedes-Benz''i alsın.
 9.Bi'tanemle eve çıkalım. 1+1 şirin bi'evimiz yuvamız sepetimiz olsun, kedi gibi gireceğimiz.
10.Bizim ekürideki minyon'un artık sevgilisi olsun :(
11.Ablacık çok mutlu olsun.
12.Millipiyango'da bari amorti çıksın :(
13.Sporda daha da iyi bi'vücuda sahip oliim.
14.Pipim daha fazla büyümesin ve güzelliğini korumaya devam etsin. kıhkıhkıhkıhkıh
15.Aileme ve tüm değer verdiğim insanlara sağlık, neşe, mutluluk, huzur versin.
16.Türkiye'de ve tüm Dünya'da LGBT'ler hukuken korunsun ve herkes gibi eşit sayılsın.
17.Biraz klişe olacak fakat, son olarak, tüm Dünya'ya barışın hakim olduğu, insanların üzülmediği, savaşların, sadece mutluluktan akan göz yaşlarının olduğu, güzel bir gelecek ve 2012 olsun.
Ben de Amsterdam Belediyesi'inin bana verdiği yetkiye dayanarak bu Mim'i blogumu okuyan adsız takipçilere gönderiyorum.İsteklerini yazarlar yorumlara ;)

Hepiniz çok güzel bi'sene geçirin.Hep birlikde daha iyiye gidelim.

"It gets better ;)"

Ben geldiim gerçekten de "hoş" geldim :)

Evet blog ben geldiiim :)
Baya da bi'uzun ara oldu ama canım çıktı :/ Hak ver bana :(
Öncelikle şuan orgazm olur gibi mutluyum :) Sebebi; hemmmen sıralim;
-Bugün okulun son günüydü.
-Son sınavlarım güzel geçti, hukuk'tan 100 bile alabilirim.
-Projeler, ödevler, sunumlar her şey bitti.
-Arkadaşlarıma, hayata dair her şey çok güzel gidiyo.
-Bi'tanem yarın gece misafirim. (Annemler yurt dışına gitti gene kıhkıhkıh )
-Yılbaşında evde geçen seneki gibi bi'parti veriyorum, bu sene daha kalabalık ve herkes bi'tanemle beni biliyo artık.
-Spor çok güzel gidiyo, olumlu eleştiriler almaya devam ediyorum.
-Özel ders vereceğim bi'öğrencim oldu, bu dönemden umutsuzdum, ikinci dönem azarlar diyodum ama şimdiden oldu :)
-Yazın Antalya tatili rezervasyonu tamamdır.Gel artık yaz.
-Daha devamı var da çat diye çatlamayın diye yazmicam :p kıhkıhkıhkıh

Bunun dışında neler yaptım hemen onu anlatmaya başliim.Geçen haftasonu abimi görmek üzere Kastamonu'ya gittik.Yakışıklı asker olmuş :) Hafta sonu oteldeydik, hatta kar yağınca biraz tur atmak için dışarı çıktık ama çok soğuktu :s

Bütün diyetim bozuldu.Yediğimin haddi hesabı olmadı orda :( İstanbul'a gelince hemen diyete başladım.Canım nası çikolata çekiyo anlatamam :/ Bu hafta başlı başına can çıkarıcı bi'haftaydı.Pazartesi özel derse gittim, sunum vardı, hukuk finaline çalıştım okula gittim spora gittim..Hepsine yetiştim ama çok yoruldum.Salı hukuk çalıştım çarşamba günü finali vardı.Bi'de ayrı olarak çarşamda gününki sunuma çalıştım.

Çarşamba bayaaa youndu.Sabah kalkınca Allahım sen soktun sen çıkar diyerekten yataktan kalktım ve tecavüzün kaçınılmazlığına girdim.Ama orgazm oldum, güzel geçti bitti herşey :)

Bu arada bugüne kadar yılbaşı havasında değildim.Garipti ama havaya girmeme fırsat bile olmadı.Bugün son gün şerefine bizim eküriye eşofmanla gelin rahat olalım dedim.Okulda eşofmanlı 4'lü olarak takıldık :)Fotoğraf sergisi vardı, 7 renkli şişe ve gökkuşağı fotoğrafı vardı.Fotoğrafların da altında post-it ler vardı yorum yazmak için.Ben de o gökkuşağının altına; "Gay theme? Liked ;)" yazdım, damgamı vurdum :p

Annemler bugün yurt dışına gittiler.Yarın bitanemi eve atıyorum.Ben dışında her şey hazır :) Yarın yardımcıya da izin verdik cumartesi pazar gelicek ki hazırlıkları yapsın, evin almış başını götürmüşlüğünü ve o meşhur yılbaşı kahvaltısını hazırlasın yardım etsin.Kıyamadım gelmesine, çok saygılı ve iyi niyetli birisi.Fakat çok istedi yardımım dokunur rahat edersiniz zaten mesaim az oldu bu hafta diye.Peki dedim.

Bunun dışında herşey hazır yarın için.Şöyle;

Yarın babam işe gidemediği için "Big Boss" olarak ben gitcem.İş çıkışı spora gitcem puf puf şişcem gene (pistis kollarıma dokunmak ister misin :p )  spordan sonra bitanemi alcam ve eve gelcez.Hava deli gibi soğuk bu aralar, gece salonun tüm perdelerini indiricem ki bahçenin önünden geçenler görmesin bizi.

Karanlık ve perdeleri yere kadar indirilmiş bi'salon..Arka fonda hafif bir jazz müzik var en romantiğinden..Şöminenin önünde yerde serili tüylü peluş yumuşacık pofidik battaniyenin üstünde iki sportif (söylentilere göre yakışıklı) erkek sevgili...İkisi de çırılçıplak... Bacaklarına kadar kaymış ufacık gevşek bi'örtü var üstlerinde.. önlerinde yanan ateş tenlerini ateş gibi yapmış..Parfümlerinin kokusu artık yerini tenlerinin erkeksi kokusuna bırakmaya yüz tutmuş..Yanlarında ısınmasın diye buz içinde duran Beyaz Şarap (Sauvignon Blanc-Chardonnay veya Pinot Grigio) ve yarı dolu iki kadeh..Sevişirken o alkol onları ayrı bi'aleme götürmüş..Nefesleri birbirine karışıyor ara ara kesiliyor...Neredeyse hiç konuşmuyolar, konuşmalar yerini tatlı ve hafif ama en yoğun duyguları yüklenmiş dokunuşlara bırakmış..Gözlerine bakıyolar yüzlerine hafifçe dokunurlarken..Gözlerinin içinde karanlığı delen şöminenin ateşi ve sadece bir birine ait olmanın vermiş olduğu haz var..Yanı başlarında ise çok değil bi'iki saat önce kurdukları en büyüğünden bi'çam ağacı var..Her süsünü el ele tutuşup astıkları...Ateşli bi'sevişme başlıyor..Kan ter içinde kalıyolar ve boşaldıktan sonra öylece yığılıyolar..Uyuyakalmışlar öylece sıcacık ateşin önünde..

İşte böyleee :p hayalim değil haa! Yarın bu saatler olacakları yazdım :)

Yılbaşına gelince; benim yurtdışı ekürisi, okuldaki eküri, okuldaki ekürinin sevgilisi, bitanem, ben, dünyanın en tatlı kızı ve yakışıklı sevgilisi :p  ( kusura bakma dünyanın en tatlı kızı, belirtmek zorundaydım :p hohohoh ) 2 straight, 1 gay çift olcak o gece.Evin vay haline hohohoh.Tabi başka şeyler de yapcaz :) Kareoke için mikrofon, "ben hiç...." oyunu için yeterince tekila limon ve tuz,(artık nası sorular olaylar olur tahmin bile edemiyorum :) vazgeçilmez tombala ve benim enteresan danslarım taklitlerim olcak :p İşin güzel tarafı herkes biliyo bizi artık rol yapmak zorunda değiliz :) Geçen sene acayip eğlenmiştik.Bu sene daha da güzel olucaktır umarım...

İşte böyle blog..Bu yazdıklarım oldu, oluyor, olacak :) Ben yavaştan yarın için hazırlanim :p

(He bi' baştan sölim, bu saydıklarımın dışında aksilikler olursaa...Hele bi'olursaaa.O nazar değiren gözünüzü oyarım!)

Birazdan: Mim için bi'post ve buluşma hakkında bi'tanem ve benim hakkımdaki düşünceler için bi'post yazcam :)



21 Aralık 2011 Çarşamba

Buz gibi Coca Cola'yla Kısa bir ara.. eaahhhh..

Şu ara biraz yoğunum.Hatta biraz değil baya.. Şuan makale araştırırken O.G.B.D'nin penis boyu nasıl ölçülür yazısını okuyodum.Umarım makaleye yazmam kaç çeşit penis vardır diye :p

Bu arada telefonumda bozuldu.Maillere bakıp post'da atamıyorum.Projeler, ödev, sınavlar, dersler, spor, verdiğim özel dersler derken gün hatta hafta bitiyo.Bu hafta sonu da abimi ziyarete gidicez.Pazar akşamı evde olurum..Bi süre uzak kalacağımı, x-coach mim'ini cevaplicağımı, sorularınızı maillerinizi biriktirdiğimi ama hepsine cevap verceğimi sölemek istedim.Acaba beni özley misiniz ki?

Hadi görüşürüz, kendinize iyi bakın :)

Bu arada bitanem blog açtı bugün.Daha sonra benim sekmeme eklicem de siz bakarsınız.. Şimdi link'i verim dedim, reklamın iyisi kötüsü olmaz :)

http://gaddarfilozof.blogspot.com

19 Aralık 2011 Pazartesi

Blogger'lar :)

Merhaba bloog :)
Bugüne damgasını vuran tek bi'olay vardı o da blogger buluşmasıydı :) Katılan herkese çok teşekkür ederim.Hele İstanbul dışından kalkıp gelen Anlatsam Bi'Bok Olmaz ile Patrick'e ayrı teşekkür ederim.

Burda herkes hakkındaki görüşlerimi, onların benim hakkımda ne düşündüklerini onlar yazdıkça onlardan alıp yayınlicam.Bakalım kimler nasılmış :)

Pistisvejanus'la başlamak istiyorum.Akşam boyunca benle beraber çenesi hiç durmayan bi'blogger :) Azgınlıkta son noktada, elinden zor kurtulduk :p Şaka bi'yana gerçekten sıcakkanlı bi'insan, gelir gelmez sanki yıllardır tanıyomuş gibi muhabbete koyuldu :) Sorduğu sorularla neşeli, bazen utangaç ortam yarattı :) Yemeğini yiyemedi konuşmaktan ama olsun biz onu sevdik :) Annesine ise kahve içmeye gitcez hep beraber hohohoh :)

Anlatsam Bi'bok Olmaz'la devam etmek istiyorum. Blog'da okuduğunuz gibi içine kapanık depresif falan değil bi'kere :) Gayet neşeli hatta insana enerji veren bi'yapısı var.Bitanemle çok iyi anlaştılar.Açıkçası ben de çok sevdim; şirin, sempatik, güleryüzlü bi'blogger :) Hatta ilk gelen oydu ve çekimser bi'şekilde "blog-ger bu-luş-ma-sı?" dedi :) Tahmin etme oyununda başarısız oldum ama olsun :/ Onunla bazı ortak gayelerimiz vardı bugün için zannedersem oldu dimi ;) Her ne kadar da bitanemin gaddarlığını bana karşı savunup, kendini de gaddar gösterse de; karıncayı bile incetemeyeceğini anladım :)

Haplo, hiç de sanıldığı kadar ciddi olmayan, gayet neşeli, bilgili, akıllı ve zeki bi'blogger :) Gerçekten profilinde yazdığı gibi dinlemeyi bilen ve seven bi'kişi.Zaman zaman utandığı oldu fakat çalışmalarım üzerinde devam ediyo :p Buluşma öncesi ben bahsedince bitanem kıskanıyodu fakat tanıdıktan sonra kıskanmayacağını söyledi :) Uzay konusuna girince etraftakileri biraz sıktık ama muhabbeti tatlı birisi :) Görünüş olarak da tam kafamda kurduğum gibi birisi, Şirin bi'blogger :) Ama sol gözünü kısıp sağ kaşını kaldırıp parmağını sallamadı bana :(

Bitanem, anlatmaya gerek mi var :) Bi'blogdur anlatıyorum bitmedi, bitmez..

Just In Time, bitanemle aynı okuldan mezunlarmış.Hatta ortak arkadaşları bile çıktı.Üniversite yıllarında rastalı saçlı greenpeace üyesi :p (Ben de greenpeace üyesiyim ama rastalı değil saçım hohoho :) ) Abim yaşında, aslında daha zıpır olarak hayalini kurduğum, mülayim bi'blogger :) Erken kalktıkları için soracağımız "dirty question"lara verecekleri cevapları duyamadık :(

Just In Time'ın arkadaşı, onda ilk anda zeki insan izlenimi uyandırdığım için mutluyum :) Bütün akşam düşündüm bi'yerden tanıyorum fakat çıkaramadım :/

Patrick, koştura koştura ve nefes nefese geldiği için pek bi'şaşkındı başta. Konuştukça açılan bi'blogger.Kimden bahsetsek fotoğrafını görmüş.Bütün blogger'ı tanıyo adam :) En çok "Ben belamı buldum." lafına güldüm :) İlerleyen saatlerde açıldı ama biz kalktık o sırada da :/ Sınavında başarılar diliyorum kendisine :)

Serhat, biriciğiyle beraber geldi. Masanın ucunda olduğu için ilk ilgilenemedim ama sonra yamacıma çağırdım.Profiterol yerken kan şekeri düşebilen bi'insan.Esmer şekeri suya katıp içirdim.Kednine geldi ama erken kalkmak zorunda kaldılar.Yani gerçek hayatta da blog'da söylediği gibi karmaşık :) Biriciğiyle mutluluklar dilerim birlikte :)

Serhat'ın biriciği, çok fazla konuşma fırsatım olmadı ama mülayim biri sanırım :) Sesi çıkmadı hiç :)

Sanırım hepsinde bıraktığım izlenimse, çenesi düşük bi'adam oldu :) Gece boyunca ortada konuşulcak konu olsun sıkılmasın kimse diye konuşup durdum :) Aslında o kadar konuşan biri değilim :/ Gerçekten :/

Bakalım bi'tanem ve benim hakkımda neler düşünmüşler.İzlenimlerini yayınlicam biriktirip :)

Ben yatıyorum blog, hadi iyi geceler tatlı rüyalar :)


18 Aralık 2011 Pazar

İyi geceler postu :)

Merhabalar blog,
Hala huzurum ve keyfim yerinde. Sanırım dinlenerek geçirdiğim bi'haftasonu olduğu için :) Spordan geldim, o da ayrı bi'huzur katıyo, aynaya bakınca da daha mutlu oluyorum :)

Birazdan yatıcam, uyku bastırıyo hafiften.. Yarın da çok işim var yapılacak. Malum buluşma :)

Son 24 saat içinde 6 kişi tesadüfen gelemicem dedi. Baya yoğun bi'haftasonu anlaşılan..
Neyse sağlık olsun napalım herkesi getirtmek zorunda diilim zaten :) İsteyen gelir isteyen gelmez..

İyi geceler ;)

16 Aralık 2011 Cuma

Huzur&Sakinlik&Dinlenme

Bugün o kadar huzurlu bi'gündü ki...Hani hiç bişey yapmadan dinlenmek istediğiniz günler olur ya, öyle bi'gündü.
Kimse aramadııı, sormadı..Yapacak yetiştirecek işim yoktu..

 Sabah kalktım, odamı topladım. Dışarıda yağmur yağıyodu deli gibi.Mutfaktan bahçeyi, ağaçları seyredip kahvaltı yaptım.Sonra odama geldim.Ders çalıştım biraz.Yatağıma geçtim cam kenarına..Camdan bakıp yatakta dinlendim.(2.5 saat içinde 3 kez asıldığımı ve her birinin çok yüksek performanslı olduğunu söylemiyorum)

Sonra 4 gibi spora gittim.Sporu da güzelce yaptım ve geldim, yemek yedim odama çıktım.Mailler, blog, televizyon, telefon, müzik, yorumlar falan vakit öldürdüm.Bi'kaç telefon görüşmesi yaptım.Boş ve huzurlu bi'gündü işte...

Yarın da biraz kendime bakim.Tıraklarım uzadıı, saçım sakalım birbirine girdi.Yarın kesitiriim, bi insana döniim :)

Bu gece de erken yatayım dedim.Yorgunluğum geçmedi..

Hadi iyi geceler blog...

Arabada threesome

Fırından yeni çıktı sıcak sıcak yiyin :p
Link kırılmadan seyredin derim.Çünkü xnxx'deki videoların ömrü çok uzun olmuo :/

Şimdi işte, okulda, kafelerde olan ve azgın olanlar için 2-3 dakikalık atıştırmalık bi'şey :p




Boşalmak için tıklayın.

Yoğunum, yoğunsun, yoğun

Merhaba blog,

Uzun zamandır yazamadım gene..Okula yoğunlaşınca geri kalan her şey aksamaya başladı. Sınavlar projeler, ödevler derken yapmam gereken bi'çok şeyi aksatmışım. Sınav olunca da karşıda anneannemde kalmam baya bi'işi yapamama sebep oluyo.

Bugün Probabilty&Statistics dersinin 2. vizesini olduk.Fena geçmedi aslında ama bakalım nolur.Sınav boyunca çıkışta yapacağımız etkinliği düşündüm.Ben bitanem bizim eküri ve birisinin sevgilisi falan sinemaya gitcektik.Ama bazı engeller çıktı ve sınavları da kötü geçince ben arabaya atladım bitanemin yanına Palladium'a gittim.

Önce yemek yedik sonra saçma sapan bi'filme gittik. Film boyunca birbirimizi seyrettik...El ele tutuştuk.. Film bitince de tuvalette sıkıştırdı beni.Sonra otoparka indik, onun arabasına bindik, benim arabamı park ettiğim yere getirdi beni.Hem daha kuytu olduğu için orda azıcık seviştik.Sanırım çok özlemişiz.Öpüşmemiz bile farklı oldu..

Sonra ben arabama bindim o önüme geçti.Ben rahat durur muyum? Durmam.Otopark gece 11 olma sebebiyle boştu ve kapıştım arabayla önünü kesip önüne geçtim.(o da arkamda olmayı pek sever hohohoh) Çıkışta da yolda arkamdan gelirken camı açtım ellerimi dışarı çıkarıp kalp yaptım.

Işıkta yan yana durunca da camı açıp seni seviyorum diye bağırdım.Sonra ayrıldık.

He aklıma gelmişken sinemada çok güldük.Kafasını bana çevirdi ses çıkarmadan sadece dudaklarını oynatarak "seni seviyorum" dedi. Dialog, konuşmayarak sadece dudak okuyarak gerçekleşti.
Bitanem:  Seni seviyorum.
Ben:        Ben de seni seviyorum.
Bitanem:  Ama ben sana tapıyorum.
Konuşuyomuş gibi ağzımı kıpırdattım.
Bitanem:   Amına koyim.

Dudaklarını okuyunca ikimizde dağaldık.Gülmeye başladık deli gibi. Neden bilmem ama komiğime gitti küfür sevmediğim halde :)

İşte böyle blog.. Diğer şeyler aynı.. Yarın evdeyim saat 4'de spor ölçümüne randevum var.12'den sonra bişi yemicem :/

Buluşma da yaklaşıyo. Haplo'yla konuşmuştuk "acaba gelcem diyenlerin kaçı gelir?, buluşma yaklaştıkça su koyarlar." demişti. Ben de emin bi'şekilde yok kesin gelcekler demiştim. Ama "gelemeyecek" sayısı hızla artıyor.Tabi ki kendi bilecekleri iş :) Kalan sahalar bizimdir hohohoh


Yakın zamanda görüşmek üzere, bayibay :)

11 Aralık 2011 Pazar

Doğum Günün kutlu olsun abim

İyi geceler blog,

Spordan geldim ve soyunup yatağıma girdim.Huzursuzluk var içimde.Yarın abimi askere uğurlicaz.Kastamonu'ya gitcez günübirlik onu götürmek için.Bu gece yan odamda yattığı son gece olucak uzun bi'süre için.Şimdiden çok özledim.Sanrım içimdeki huzursuzluk da bu.Kimseye belli etmiyorum ama gün içinde kendi kendime aniden gözlerim doluyo ve tuvalete kaçıyorum.

Gelen giden de hiç eksik olmadı eksik olmasınlar.Ama onlar böyle geldikçe daha bi'geriliyorum.Ne var ki yani ölüme mi gönderiyoruz?5 ay sonra geri gelecek.Sen zaten 8 aydır bizi görmüyosun.5 ay görmicen diye mi geliyosun? Saçma geliyo bu adet.Arayıp telefonla bildirirsin hadi gelirsin bi'de.Ama geçen hafta biz gitmişiz bu hafta da senin gelmene gerek mi var?

5000 kişilik bi'aileyiz.(Bilinen rakam) Soy ağacı hala araştırılıyo.Topkapı Sarayı'nda bile sergilendi.(sergi isimi veremiyorum fakat) Sanırım bu kadar büyük aileye sahip olmanında getirmiş olduğu dezavantajlar var.(Misal özel günlerdeki abartı)

Bu da böyle bi'gereksiz bilgiydi.Neyse.Ne kadar saçma bi'ruh hali içinde olduğumu anlamak çok da zor değil zaten.Bu gece erken yatıcam.Tabi yatabilirsem...Yarın sabah erken kalıcaz çünkü.

En kısa zamanda bu ruh halim geçsin :/ Sanrım iyi bi'haber alana kadar da geçmicek :(

ve saat 00:00 abimin doğum günü...Hediye alamadım bu doğum gününde.Alsam da kullanamayacak diye annem dönüşte alırız dedi.O ise yazın benim doğum günümde benim sevdiğim bi'ay vardı.Ay evrelerini ışıkla gösteriyo gece.Onu almıştı görüp sevdim diye.

Neyse blog..Ben yatmaya çalışim.İyiki varsın.Anlatamadığım her şeyi sana anlatabiliyorum ya, bu beni rahatlatıyo işte.Dahası çok değerli bi'blogsun sen.Sebebini biliyosun işte.Şu an bu yazıyı okuyan herkes...
İyi geceler blog..




10 Aralık 2011 Cumartesi

Özlenecek bir kişi daha var

Bi garip hissediyorum kendimi. Yorgunum desem değil hastayım desem o da diil. Dün geceden beri boğazım ağrıyo fakat hastalıktan diildi. Dün 2 saat boyunca ders anlattım ve sürekli konuştum. Boğazım tahriş oldu sanırım.
Bu sabah da gözümü baş ağrısıyla açtım. Sanki geceden kalmış gibiydim. Kendimi zor toparladım. Akşama doğru ailecek evden çıktık, Maltepe sahilinde Şenol Kolcuoğlu diye bi restorant var. Namı diyar metrelik kebap. Eğer gitmediyseniz tavsiye ederim sık olmasa da arada giderim ve 1 metre boyunda mükemmel satırlanmış kebap gelir. Bugün de özel bi gündü. 20 kişilik bi grupla toplandık annemler kuzenler arkadaşlar falan.. 11'i annemlerin evlilik yıldönümü 12 si abimin doğum günü ve askere gidiyo. Veda yemeğiydi. Ama sürprizler hazırlamışlar, annemlere hediye almışlar tüm restorant (yaklaşık 350 kişi) doğum günümüzü kutladı :) Çok güzel vakit geçirdik. Fakat gece çok neşeli bitemedi maalesef. Saat 12 de abimin askerlik sınavı sonucu açıklandı.. Siirt Jandarma Birliği..
Masada bi sessizlik oldu ve ardından teselli çabaları başladı. Tabi bu annemin göz yaşlarına engel olamadı. Ben de ağlamamak için zor tuttum kendimi ama dayandım. Onlara destek olmalıydım çünkü. Pazartesi Kastamonu'ya gidiyoruz. Acemi birliği orada. Yolcu edicez abimi. Ben daha kolay geçer sanmıştım ama şimdiden özledim onu. O kadar saf çaresiz biridir ki, bilmiyorum tek başına napıcak oralarda o soğukta.
Hiç bi zaman abimi abi olarak görmedim. Ben abilik yapmışımdır ona. Çocuktur çünkü daha. İnsanlar iyi niyetini kullanır kırar üzer hep onu. Ben de hep korumuş, yol göstermişimdir. Hiç bi zaman da bundan rahatsızlık duymamıştım. Ama şimdi onu kollayamicam koruyamicam diye çok huzursuzum. Hatta kendimden hiç bu kadarını beklemezdim fakat gözlerim doldu şuan ve ağlıyorum. Çok garip bi duygu..
Umarım rahat ve sağlıklı bi askerlik yapar da geri döner. Tek temennim bu.
İyi geceler blog...

8 Aralık 2011 Perşembe

Dünün özeti

Merhaba blogcuk,
Artık "arada bi" yazabiliyorum. Sebebi yok fazla ama sanırım bi gün 24 saat yetmiyo bana. Okul eve gelmek dinlenmek ve spor sürekli yaptığım şey fakat 11 de bitiyo işlerim. Eve geldiğimde ancak yatarken telefondan yorum yazabilecek enerjim kalıyo.
Bunun dışında her şey güzel. Abim pazar günü askere gidiyo. Onu uğurlama davetleri/misafirleri oluyo geliyo gidiyo. Sabahın bu köründe de okuldayım. Dersim 11 de ama bu saatte servisle geliyorum, diğer türlü yetişemiyorum.
Dün lanet bi gündü. Şu illüminati saçmalığına o kadar odaklandılar ki, dünyanın sonu gelicek bugün ölücez diye, yaydıkları olumsuz düşünceler ve negatif enerjiyle dün kimi tanıdıysam başına lanetlikler çökmüş. Benim de sınavım vardı leş gibi geçti.
Sanırım artık mezun olmak istiyorum. Sınavlara çalışmak külfet gibi geliyo.
Akşam eve geldiğimde telefonumu şarja taktım, bitanem whatsapp'dan mesajlar atmış. Aynen şu şekilde:
-Lütfen beni sev
-çok ihtiyacım var sana
-çok ıslandım ben
-30 dakika taksi bekledim, geçen araba su sıçrattı
-üzerimde takım elbise vardı
-sırılsıklam ama
-ayakkabım ayaklarım ıslandı
-saçlarım sırılsıklam
-su sırtıma kadar çıktı
-kulaklarım ve başım deli gibi ağrıyo
-ceketim o kadar ıslak ki siyah şuanda
-denizotobüsünü de kaçırdım
-40 dakka beklicem
-şarjım %10
-cüzdanımı evde unutmuşum, kredi kartı para kartı hiç bişey yok yanımda. 10 tl kaldı sadece.
-hapşuruyorum burnum akıyo ve çok üşüyorum
-sabah benzin ışığım yanmıştı, umarım eve giderken yolda kalmam. Ehliyetim de evde.
-karnım da aç. öğlen yemek yiyemedim. Sabah çeyrek simit yemiştim.
-ağladım yolda sinirden.
-eve gidince beni sever misin?
----------------------------------------------------------------------
Ben şimdi bunu napim? O kadar zavallı bi kedicik olmuş ki... Bana sığınıyo. Spora gitcektim, ama o ilgi isteyince ben de gitmiim o zaman dedim." Şu an beni tek sevindiren şey sensin" dedi. Bunu duymak yetti bana. Ben de o evine gidene kadar duşa falan girdim yemek yedim. Sonra cam açtık. Ben bornozlaydım, yatağa yatarken bornozumun eteği açılmasın mı! :p arada küçük tehşirler yaptım küçük çaplı striptease falan. Bana tehşirci sevgilim diyo hohoho. Eh doğru söze ne denir. Sonra bilgisayarı aldım lavaboya geçtim. Onla konuşuyorum o da beni izliyo. Beraber kil maskesi yaptık yüzüme. Düştüğüm komik duruma güldü, ben de gülemiceği şeyler gösterdim, bakıp da dokunamayınca bana gülmesinin intikamını aldım.
Sonra o da duşa gircekmiş. Bilgisayarı götürdü banyoya, ben de onu seyrettim. Asılmaya başladı ben de poz verdim, sonra dayanamadım asıldım. Tatlı tatlı boşaldık eski marco dönemindeki gibi. Cıbı cıbısını yaptırdıktan sonra cam i kapattık. Ben maskemi temizledim, saç bakımına geçtim falan filan. Metroseksüel günümdü dün.
Sonra da Mim yazısını yazdım, uyudum saat 2 gibi.
İşte bu kadaaar. Şu yoğunluğum geçse de eski rahat tempoma kavuşsam :/
Daha yıl başında napıcaz belli değil. Annemler yurtdışında olucak. Abim de askerde. Bitanemle beni bilen okul arkadaşlarımı/sevgililerini (str8) bitanemle ortak arkadaşlarımızı arkadaşlarımı eve çağırıp parti yapmak gibi bi düşüncem var. 8-10 kişilik. Ama bakalım nolcak.
Yılın en çok sevidiğim zamanlarından biri bu aralar. Yılbaşı öncesi aralık. En sevmediğimse eylül ekim ve nisan. Bunu neden paylaştım bilmiyorum çenem düştü sabah sabah :/
Hani görüşürüz :)

Versatile Blogger (Bana her yol Bağdat blogger'ı)


Malumunun bi'MİM olayıdır kopmuş gidiyor.Eh, ben de geleneği bozmadan devam ettireyim.Efendisi, öncelikle beni MİM'leyenlere, aa efendim aslında MİM'licektim de senin yerin ayrı diyenlere (evet evet sen sen, biliyosun kendini :D ), tanışmadığı için MİM'lemeyenlere kısacası herkese çok teşekkür ederim.

Gerçi herşeyi anadan üryan yazdığım için her şeyimi biliyosunuz.Ama olsun gençler aralarında anlaşmış.Adeti bozmayalım.

1)Aslında gözüktüğü gibi günlük hayatta sevişmekten başka bişey düşünmeyen biri değilim.Konu bilime gelirse tutmayın beni sabaha kadar konuşurum.

2)E tamam bilim milim bayılırım dediysek Nerd değilim.Yani aslında Nerd'üm ama tipimden belli olmaz :)

3)"Sevişmek su içmek gibi yapılması gereken bi'eylemdir.Mümkünse bol bol su tüketin." i benimsemiş biri.

4)Komik olduğumu ve insanları güldürdüğüm için pozitif enerji yaydığımı söylerler.Ivırı zıvırı bilmem ama pozitifim bu doğru.Kin tutmam çabuk unutur barışmak isterim.Ama sildim mi de hiç tanımamış gibi davranırım.

5)Pozitiflik demişken, enerji yasasına, akışına ve enerjinin hayatı yönettiğine inanırım.(İnanmak hafif kalıyor ispatlanmış bişeyler var çünkü) Bu sebeple secret felsefesine sahibim. 6. Hissi kuvvetli olacakları ve kişileri sezebilen, (fal bakan :p ), yengeç burcu erkeğinin tüm özelliklerini taşıyan biriyim

6)İnsanları severim.Tanımadığım insana bile iyilik yapmayı onu mutlu etmeyi severim.Kötülük görmedikçe o kişiye hep yardım ederim.Hayvanları severim.Mümkün olsa evimi onlara verir ben dışarda yaşarım.(Ama kedilere ekstra düşkünüm.19 kedi büyüttüm abisi)

7)Yılda bi'kez sinirlenirim belki.Sabırlıyımdır.Bana karşı yapılan haksızlığa 10-20 kez tahammül eder susarım.Sustukça eziliyo diye düşündüklerini gördüğüm anda son düşünceleri olur.İşte o zaman o yılda bir olan sinir krizi olur.Gözüm kararır ve restorandan sandalyeleri fırtalabilirim.Yapmışlığım var.

Kendimden bahsettikten sonraaa gelelim MİM ödüllerineeee.(Bazı kişiler MİM'lenmiş fakat benim içim el vermedi onları yazmamaya, bu sebeple tekrar MİM'lendiler.)

1)Beni birinci sıraya yazarak kıyak sözümü alan, kuzusuyla arasının eskisi gibi olmasını dilediğim, yardımımı hiç esirgemediğim/esirgemeyeceğim Bi'Gay'a,

2)Mühendislik kafamızın çok uyuştuğuna inandığım, bi'çok konuda takdir ettiğim (son anlattığı sevişme de dahil) hatta örnek aldığım/alabileceğim, hayat boyu huzurlu olmasını dilediğim Haplo'ya,

3)Tumblr'ın daki insan üstü yaratıklarla ufkumuzu açan, kendinden ölse bahsetmeyen, fakat uysal olduğunu akıllarda yer ettirmiş, Formspring sorularıma kaçamak cevap veren, en kısa zamanda  halvete girmesini istediğim ve beni MİM'e laik görüp de yerimi ayrı tuttan O Gay; Ben de...'ye

4)Etrafındaki (9 metre çapındaki) gayleri sezemeyen içi geçik (şaka haa, bizi bile gömersin sen) sanatsal faaliyetlerin kazusu, aran operadakixxxxxxxx isimleriyle yorumdan çok ismine güldüren, ilerideki gogo boy ekibimin parçası buluşmaya gelmese de aramızda olacağını varsaydığım Operadakikazulet'e

5)Aralık ayının kendisine uğur getiriceğine inandığım, blog isminin benimkisinin tam tersi olan, blogger'ın en kendi halinde yazarı i t e r b i y u m' a,

6)Hayatını bi'türlü düzene oturtturamadan göçüp gidecek, saf temiz çocuk Serhat'a,

7)Yazdıklarıyla "yaa keşke bitmese" dedirten, aslan görünümlü kedi yürekli koca adam THE KING'e

8)Yüklediği fotoğraflarla "wuuuf allah canını almasın senin laa" dedirten foto blogu Mifeboi2'ya,

9)Hayatı düzene girmeye başlamış, mutlu olmasını en çok istediğim yazarlardan birisi biseksüel'e,

10)Hiç bişeyimiz uyuşmasa da, yazdığı bağımsız konularla blogger'ın Ankara ayağı, Yarım dünya kıllı bi'göbek altında kalasıca, ama bi o göbek kadar da blogger da olmasından mutluluk duyduğum x-coach'a


Versatile Blogger MİM Ödülünü "vermekten" büyük haz, orgazm, boşalma hissiyatı ve mutluluk duyarım.Hepiniz fotoğraftaki ortadaki kişisiniz.

Yazmadığım kişi ya da kuruluşlar sanmayın ki sizi sevmiyorum.Tamam bi'kaçınızı sevmeyebilirim ama gene de iyiki varsınız :)



3 Aralık 2011 Cumartesi

Bi'tanem'in Gözünden İlişkimiz

Bilmem kaçıncı hikayemizin başındayız şu anda...
Büyük bir ihtimalle hikayemin en başlarındaki 'ben' çoğu zaman hayatınızdan çıkarmak isteyip de çıkaramadığınız, bir yanınız nefret ederken diğer yanınızın aşık olduğu, cool görünümlü itici tiplerden, sizi umursamayan, size katı hatta kaskatı davranan tiplerden, ıssız adamlardan, Queer As Folk'taki Brian'lardan biriyim. Can yaktım, üzdüm, bezdirdim, arada sevindirdim ama çoğu zaman ağlattım.
Birkaç kez gitmeye çalıştınız ya da en azından düşündünüz. Sonra ne olduysa bir şey sizi tuttu... Ya gitmek o kadar da kolay değildi ya da kalmak bir umut doğurabilirdi. Ben şanslıyım ki bi'tanem ikincisini düşünmüş benim için... Peki ne oldu da biz iki ayrı hikaye olduk? Aradaki kopukluk neden? Bir kırılma noktası ya da kafaya düşen saksı var mı bu hikayede? Serim “hikayemizin en başı”ndaydı, çözüm zaten apaçık ortada ama düğüme nolmuştu?
Aslında hiçbir şey olmadı ya da çok şey oldu bu tamamen size bağlı. Ne ben tek bir gün içinde değiştim ne de o bir gün içinde istediği gibi birine kavuştu. Bilinen tek bir gerçek var ki insan sevmeyi öğrenebiliyor zamanla. Hem de çok sevmeyi... Fedakarlığın adının nezakete dönüşmesini, 'eve geldim beeen' diye atılan mesajın aslında karşıdakinin endişesini gidermek olduğunu anlamamı, aradaki 60 km'nin 3 adım her gün gidilebilecek bir yol gibi gözükmesini sağlayacak kadar çok seviyor. Hem de bunların hepsini karşısındakinden, onu en çok seven insandan öğreniyor. Birine aşık olmanın özerkliğini keşfediyor. Gözlerine bakınca sadece “seni çok özledim” diyip sarılarak ağlayabileceğini görüyor.
Ben, hep ilk görüşte aşka inanmıştım. Bırakın iki aşığın böğüre böğüre ağladığı filmleri romantıik komedilere bile katlanamazken, buna inanmayı seçmiştim. Çünkü böylesi benim için çok daha imkansızdı. Aşık olmak aslında bir çeşit korkuydu belki de. Emek vermen gereken bir mertebeydi. Ben kendimi korumayı seçtim her defasında. İster bağlanma problemi olsun bunun adı ister aşık olma korkusu sonuç hep hüsran.
En kötü korku bu değilmiş tabi. Aşkla beraber sadece yeni ve güzel duygularla değil bazen can acıtan gerçeklerle tanışılıyor. Kaybetme korkusu en çok can acıtanmış aslında. Bir QAF bölümündeki gibi olmasa da ben onun değerini, dahası ona hissettiklerimin gerçekliğini onu ilk kez kaybettiğimi sandığımda (spoiler alert) fark etmiştim. Gidip Brian gibi bahçeli bir ev almadım ama ciddi anlam da değişmeye başladım. Eğer bizim bir dönüm noktamız varsa muhtemelen bu noktadır. En başından yapmam gereken şeyi, hapsolduğum diğer ilişkimi bitirdim en yakın zamanda. Sadece ona ait olarak sarıldım, dokundum, kokladım, sevdim, seviştim... Bir erkeğin bir erkeği sevmesi (sadece sevişmesi değil, full aktifler buraya dikkat) teoride akla yatkınken pratikte de aklıma yattı (hayır aslında homofobik de değildim hiçbir zaman)..
Benim hikayem bu kadar değil tabi ama onunki kadar yoğun ve hisli de değil. Eskiden ona nasıl davrandığımı düşündükçe hala üzgün olduğumu söylerim. İşin acı kısmı ben bunları farketmeden yapıyordum yani olağan birşeydi ona “yaa çok uzak ne gerek var şimdi” demek. Tüm bunları anlatabileceğim “Bir bi'seksüelin evrak-ı metrukesi ya da kendini kabullenmesi” adı altında bir blog açmak isterdim ama benim kabullenişim daha çok 'birini sevmek' kısmıyla oldu.
Hayal ettiğim gibi bir bakışta değil ama günden güne, daha emin bir şekilde onu sevdim. Bazen huzursuz hissettiğinde ona “yarın seni daha çok seveceğim biliyorsun dimi?” diyorum. Ve gerçekten de öyle oluyor. Birbirimize çok benzemesek de sanki bir bütün oluşturabiliyoruz artık. Çoğu zevklerimiz farklı ama onu istediğini yapabilmek ayrı bir haz veriyor.

Bi'adam severler, tapanlar, ona lütfen benimle yat, oranı buranı yerim, mükemmel bir erkeksin, çok zevklisin diyenler. Sözüm size... Açıkçası bazen ona “Şaka mısın sen? Nasıl birşeysin sen öyle” diyorum. Yani iltifat ettiğiniz bi'adam gerçekten de bir insanın başına gelebilecek en güzel şey ve ona sahip olduğum için çok şanslıyım.
(P.S İltifatın boyutunu abartanlar, teklif gönderenler, sapıklar, stalkerlar... Gözüm üzerinizde)

1 Aralık 2011 Perşembe

Gogo Boy olma hayalim

Bu ara porno paylaşır oldum ama azgınlığım tavan yaptığındandır.Bitaneme kavuşunca geçer :)
Neyse..

Bi'tanem hayatımda olmasaydı sanırım içimdeki gogo boy olma ve dans merakı beni böyle bi'dansçı olma yoluna sürüklerdi.Evet cidden gogo boy olma potansiyeli taşıyorum içimde.Gay Bar'da azıcık içinde kendimi gogo boy sanıyorum bile.Eğer sahneye atılıp soyunmuyosam bitaneme sahip olduğum içindir.Yoksa giydiğim slipler, çalıştığım vücut, dansa ve müziğe olan yeteneğim..Bunlar boş yere gelmemiş bana :p

Bu videoya bakın bi.Adamın tipi leş bence ama benim sevdiğim gibi sevişebiliyo.Ama sadece bu yetmez, sarılıp sarması duygusal açıdan da tatmin etmesi lazım ben olması için.

Bi'bakın derim, ama atlamadan seyredin hoş değişik bişey :)

http://translate.googleusercontent.com/translate_c?hl=tr&rurl=translate.google.com.tr&sl=en&tl=tr&twu=1&u=http://video.xnxx.com/video1578345/men_-_drill_my_hole_-_you_can_look_but_you_cant_touch&usg=ALkJrhgN8I_HxZVrvwUtdbNJbLkUUK38sg



Bu arada bugün 1 Aralık Dünya Aids Günü'ydü.Umarım sene andığımız bu gün ileride tarihe gömülmüş hastalığın günü olarak akıllarda kalır..

Biraz klişe olucak ama "Bana bişey olmaz deme, inan sana da olur.Olanların senden hiç bir farkı yok."

30 Kasım 2011 Çarşamba

Hardcore hayaller

Bu post "aşırı cinsel içerikli" olup,kışkırtıcı olabilir baştan söyliyeyim..

Spordan az önce geldim..Güzel bi'antrenman sonrası ponçik ponçik şişti kaslarım.Odama geldim, aynanın karşısında yavaşça soyundum.En son slibimle kaldım ve aynaya bakıp poz verdim.Daha sonra slibi de çıkardım.
Yatağımı açtım yorgan buz gibiydi.Çırılçıplak yatağa girdim.:Yorganı örttüm üstüme.Ürperti geldi yavaştan..Ayağımdan başlayıp enseme kadar ürperdim.Meme uçlarım sertleşti.Tabi ellerim de rahat durmadı.Onlar aletimi kavrarken, aklım bitanemle yaptığımız sevişmelerdeydi...

Bitanemle yataktayız...ve ikimiz de çıplağız.Vücutlarımız birbirini arzuluyor ve ateş gibi yanıyor.Dudaklarımız birbirine değiyor, değiyor değiyor... Öpüşmenin çıkarttığı o tatlı ses eşliğinde gözlerimizin en içine bakıyoruz.Ellerimiz ateş gibi olan vücutlarımızda narince ama bi'o kadar da istekli geziyor.Öpüşmemiz hızlanıyor, ellerimle boynundan tutuyorum ve dudaklarıma bastırıyorum.Sanki yemek istiyorum onu.Aynı anda bacaklarının arasına girmiş üstünde yatıyorum ve kıvranarak sürtünüyorum ona.Onun elleri ise kas grupları belli sırtımdan kayarak ufak sıkı popoma iniyor...Sıkıyor parmak izleri çıkarcasına..O sıktıkça benden tatlı bi'inleme çıkıyor ve nefeslerimiz daha da birbirine karışır gibi çıkıyor.Daha çok kıvranıyorum bacaklarının arasında.Elleri popomdan deliğime geliyor.İnce uzun parmaklarıyla okşuyor.Bu sırada dudaklarını bırakmış boynunu ve kulağını ısırıp emiyorum..Gıdıklanır gibi kıvranıyor fakat ben bırakmıyorum.Daha çok emiyorum.O da beni cezalandırırmış gibi orta parmağını ittiriyor ve mmmmm...Alnımı alnına dayamış gözlerinin içine bakakalıyorum.O an ikimizin de aklından tek bişey geçiyor."Biz gerçekten birbirimize aitiz sevgilim."Parmağıyla birazcık daha oynuyor ve sonunda içimde olmak, sıcaklığımı hissetmek istediğini söylüyor.Hayır diyemiyorum.Seri bir hareketle beni çeviriyor ve üzerime çıkıyor.Bacaklarımı açıyorum ve sırtına doluyorum.Yüz yüzeyiz..Nefeslerimiz titriyor..Alın alınayız..Elleriyle kollarıyla beni sarıyor.Sert sulanmış aletini içime ittiriyor.mmmmmm...Erkek bedeninin verdiği inanılmaz haz..Tempolu ama ağır bi o kadar da içe işleyen bi'şekilde git gel yapıyor...Ben inlemeye daha sert demeye başlıyorum.Bi'tokat atıyor.Dudağımı ısırıyorum kıvranırken.Ne yapıyorum seni diyor? Cevap veremiyorum.Bi'tokat daha atıyor.
--Ne yapıyorum dedim? (Saçımı tutup çekiyor ve kafam geri gidiyor.)
-Beni..Benii sikiyosun diyebiliyorum zorla.
--Hoşuna gidiyo mu?
-Evet...
--Daha sert olsun ister misin?
-evet.. (sert bi'ses tonuyla buna ben karar veririm diyor ve aletime tükürüyor iki eliyle kavrıyor her zamanki gibi..)
Ben ise aletimi okşaması, tavrı ve içimde olmasından dolayı çıldırıyorum.Sular akıyor aletimden.Elini sürüyor parmağını aletimin deliğinde gezdiriyor ve sonra parmağını ağzıma sokuyor.Emiyorum...Sonra dudaklarıma bulaşmış suyu emiyor. Dudaklarımı emip boynuma geçiyor..Sol tarafımın emilmesinden nasıl haz aldığımı bilir.Dişlerini geçirerek emiyor.Kıvranıyorum yapma ahh mm diye.Ben kıvrandıkça daha derinlerimde sert bişey hissediyorum.Daha da hızlanıyor. Boşalmak istiyorum diyorum ama daha değil diyor.Daha da hızlanıyor.Bedenime çarptıkça inlemem kesikleşiyor..Gözlerim kapanıyor.Ama sesim daha çok çıkıyor.Eliyle ağzımı kapatıyor.Boğuk sesler çıkıyor ve bu sırada inanılmaz derecede hızlanıyor.Artık bitap düştüğümü hissediyorum.Onunsa üstünden akan terler üzerime damlıyor erkeksi parfümüyle karışarak..Elinin içini ısırıyorum.Elini çekiyo ve beni ters çeviriyor..Üzerime yatıyor.Deli gibi sıcak bedeni...Ellerini bana doluyor.Kaçma imkanım yok...Şimdi daha da abanıyor.Yastığı ısırıyorum.İnlemelerim boğuklaşıyor ve halsizleştiğimi hissediyorum..Kulağımı ısırıyor ve emiyor sonrada geliyorum diyebiliyor zorla..Mmmmmm derin iniltilerle boşalıyor en derinlerime..Üzerime yığılıp kalıyor.Kalbinin çarpışını nasıl hissediyorum.Üstümde olması inanılmaz bi'güven veriyor..O şekilde uyuyoruz içimdeyken..


Ben bunları aklımdan geçirirken rahat durmadım tabi.Ufaklık rahat durmadı diyelim :) Çok azgın olduğumu söylemiştim daha önce.İşte bu hayal gücümün sadece bir kısmı.Hatta ufak bi'kısmı.Onu elime bi'geçirirseeeem.Neyse.

Hadi iyi geceler :)


29 Kasım 2011 Salı

Şehvetli sevişme

Bir de bunu paylaşmak istedim.Adamların tipi mükemmel falan diil.Vücutları da.Ama şehvetli bi'sevişme.Adamın kıvranmalarını çok iyi biliyorum.O zevk sancısı aynen öyle bana da giriyo.Hatta daha çok bağırıp hardcore'a dönebiliyo yer yer bizimkisi.28-29-30. dakikada içim eridi gerçekten.Şuanda o anı anlatacak bi'kelimeyi bu klavye oluşturamıyor.Bilmem anlatabildim mi?Ama sonu aynen böyle...Son 1 dakikasına dikkat.Bittikten sonraki sarılma, sığınmaya bakın...
Çok özledim seni çok...

http://translate.googleusercontent.com/translate_c?hl=tr&prev=/search%3Fq%3Dxnxx%26hl%3Dtr%26prmd%3Dimvns&rurl=translate.google.com.tr&sl=en&twu=1&u=http://video.xnxx.com/video1581551/michael_matthew_&usg=ALkJrhjzR3_exx-XSCrqp9K-nZFuA_TcGw


Standart

Bu özet kullanılabilir değil. Yayını görüntülemek için lütfen burayı tıklayın.

26 Kasım 2011 Cumartesi

Azgın bi'adam İstanbul'dan bildiriyor

İyi geceler blogcan :)
Ne zamandır hayat seyirimi bildirmemiştim.Bugün bi'yazayım dedim.Her şey standart.Sorun olmadan gidiyo.Okul, arkadaşlar,bi'tanem, spor vs.. Halimden mutluyum.

Hatta dün okuldan arkadaşımın erkek arkadaşı geldi.(Hani come out yapıyodum da telefonu çalmıştı; eski sevgilisi aramıştı.O kız işte.Barıştılar :) Çocuk da biseksüel olduğumu biliyo.Bi'muhabbete başladık kantinde gülmekten yarıldık.Baya eğlenceli sorular sordu :)

Bugün de annemler Assos'a gittiler.Hafta içi olduğundan ötürü babam da İstanbul dışında olduğundan ötürü fabrikaya ben gittim 1 günlük.The Big Boss oldum hohoho :) Aklıma türlü türlü Menatplay fantezileri de geldi.Hatta bitaneme: "Ben The Boss" oldum diynce; "Ah bi blowjob çakabilseydim sana." dedi.

Zaten bugünlerde deli bi'azgınlık var.Bugün sporda sırt çalışırken kendi kendime sertleştim.Tamam tamam kendi kendime değildi.Evde kimse yok.Bitanemi bize attığımı düşündüm ve sertleştim.Tabi altımda basket şortu olduğu için oturduğum yerden de kalkamadım uzunca bi'süre.Sonradan aklıma geldi; "Gerizekalı gibi ben neden akıl edemedim bitanemi eve atmayı? Annemler günü birlik gitmişti; evdeki çalışanın mesaisi de 6 da bitiyodu.Eğer annemler işleri uzayıp orda kalırlarsa bugün akşam 6 dan yarın sabah çalışan gelene kadar bitanemle olabilirdik.

Spordan geldim eve, aynada fotoğraflarımı çektim; çıplak/yarıçıplak.Bitaneme gönderdim.Zaten baya bi'arşivim var böyle. Bitaneme gönderince, çok hoşuma giden bi soruyla karşılaştım ki; zaten soru da ihtiyacımı karşılamaya yönelikti (anladınız siz hohoho ;).Azgınlık başa bela.

Azgınlık demişken, bugün işe gitmeden önce iki gay porn bitirdim.(hohoho kitap bitirmiş gibi söyledim) Hayatımda ilk defa skip yapmadan baştan sona iki porno seyrettim.Bitanesi menatplay'indi ve baya tahrik ediciydi.Diğeri de fena sayılmazdı.

Neyse ben 3. yü de bitirip yatayım.Yarın işlerim var erken kalkıcam.Herkese iyi geceler tatlı rüyalar :)

25 Kasım 2011 Cuma

Hikayemin En Başı 11


                                           (arka fon müziği olarak açarsınız)

"Çok karışıktım.Tüm gece kız arkadaşı da yanımızdaydı sanki.Ne yaptıysam müdahale etti.Gözlerim doldu ve sinirim bozuldu.Arabaya bindim.Öylece durdum içinde.Mesaj sesiyle irkildim.O mesaj atmıştı:
"Her şey için teşekkür ederim.Mükemmel bir gece geçirdim, iyi ki varsın.."


Artık gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum.Benimle dalga mı geçiyodu? Onu seviyo olabilirdim, hatta benimkisi sevmekten öte bişeydi ama bu kadar beni karıştırmaya hakkı yoktu. Annemin lafı geldi aklıma "Oğlum, ne olursa olsun; kendinden ödün verme." Bunun için çok geç kalmıştım anne.Ödün vermeyi geçmiştim artık, kendimi vermiştim sonu olmayan bi ilişkiye.

Artık ben de kendi sınırlarımı koymalıydım.Yoksa işin içinden çıkamayacaktım.Artık o adım atmazsa ben de ona gitmeyecektim.Evet evet, kesinlikle böyle yapmalıydım.Kaçan kovalanır derler ya; artık öyle olmalıydı.Üzülmicektim artık.Cevap atmadım mesajına bi süre.Tabi bu sevinmediğim anlamına da gelmiyordu.İstediğim bi'mesaj gelmişti ondan.İçimde kelebekler uçtu, karnım karıncalandı.Garip sevinç dürtüleri içindeydim.Fakat neden istediğim zaman da istediğim anda olmuyordu? Tam pes edecekken bana bi'ışık gösteriyodu. Bense aptal aşık olarak tav oluyodum hemen.

Arabayı çalıştırdım.Eve doğru koyuldum.Ama halime baktım; mutluydum.Kim ne nerse desin, BEN ne karar alırsam alim, seviyodum onu işte.Eve geldim, hemen odama çıktım.Sanki yatağımın üstünde yatıyodu.Kokusu sinmiş odama.Kapıda durdum, eşiğe dayandım.Odayı seyrettim.Baktım dakikalarca...Dün gece halimden memnun olmasam da odada yaptıklarımız gözümün önünde canlandı.Kendimi gördüm, onun hareketlerini nasıl da büyük tutkuyla sevrediyomuşum.Gözlerim doldu.Ağlamak istemiyodum ama gözlerimden akan yaşlar yanaklarımdan süzülmeye başlamıştı.Ben kendimi durdurmaya çalıştıkça daha da içten geliyodu ağlamam.Odaya girdim kapıyı kapattım.Yaslandım ve sessizce ağlamaya başladım.Yere çöktüm.Dizlerimi kendime çektim öylece ağladım.Kafamı çevirip yandaki boy aynasına baktım.Gözlerim kızarmaya başlamıştı.Durdum; "Bak, gene aynı şey oluyo, hani üzülmicektin artık bi'adam?" dedim.Göz yaşlarımı sildim, sümüğüm üstüme akmıştı. Elimle burnumu sildim kendime gelmeye çalışırca.Aynaya tekrar baktım, "İşte böyle, üzme kendini." Tam o sırada aynada arkada yerde olan t-shirt'ü gördüm.Ona giymesi için verdiğim t-shirt'tü.Aldım elime baktım.Kokladım.Koklamamla beraber tekrar ağlamaya başladım.Ben adam olmazdım.Milyar kere de karar alsam gene de benden bi'bok olmazdı.Yok.Olmazdı.Öyle kucağımda t-shirt ağladım.Aklıma geldi ben yerde sürünüp salya sümük ağlarken, o dün gece "düzdüğü" çocuğun evinden evine dönüyodu.Muhtemelen de sevgilisiyle mesajlaşıyodu şuan.Ne gözünde göz yaşı vardı, ne aldığı kararlar.

Kendimi toparladım, yatağa oturdum, mesaj yazdım."Eğer rahat ettiysen çok mutlu oldum, sen de iyi ki varsın.." Buraya kadar her şey iyiydi ama gönder tuşuna basamıyodum.Yazmam gereken mesaj bu olmalıydı ama kalbim bi'şey eksik diyordu.Ekledim; Seni seviyorum. Göndere bastım.Bekledim."İletildi."Telefon elimde beklemeye başladım.Cevap yazardı ya kesin.Ama şaşırdım cevap geldi; "Ben de; fakat sandığın gibi değil." Beni birazcık mutlu etmek için yazmak istedi.Ama keşke hiç bişey yazmasaydın.Bu daha çok canımı acıtıyordu çünkü.

Ama bi'şey daha gelmişti aklıma.Ben o bizden gitmeden önce ona bi'sürpriz yapmıştım.Eve gidince fark edecekti.Onun için mesaj atacaktı.O zaman mutlu olucaktım biliyorum.Öylece onun eve gitmesini beklerken uyumuşum onun kokusunun olduğu yatakta...

Uyandım.Gözümü birden açtım ve telefona baktım.1 yeni mesaj.Büyük bi'mutlulukla açtım mesajı.Mesaj da şöyle yazıyordu: " Turkcell'den büyük müjde.Nar kampanyasına başvurmak için bıdı bıdıbbdıbıdbıdı." Evet.En gereksiz anda bana ulaşan mesajlar.Sinirlendim şu an gülsem de.Sonra saate baktım; daha 25 dakika olmuş ben uyuyalı.Ben de saatlerdir yatıyorum sandım.Bilgisayarı açtım.Son onun girdiği sayfalar açık kalmış.Erkek resimleri falan var.Tanrı gibiler.Vücutları kusursuz güzellikte.Bi de bana bak.63 kg, zayıflıktan ölmek üzere kaburgaları sayılan çocuk. Kas'a dair bişey yok.Tabi, senin fotoğrafını açacak değil ya.Bunlara bakar.Ama o an gene bi'karar aldım.Spora başlayıp vücut geliştirecektim.Bana bakınca içi erimeliydi.Tam bu hayallere dalmışken mesaj geldi.Hemen baktım. Ondan gelmişti bu sefer. "Sürprizini şimdi gördüm.Kokunu sıkmıştın t-shirt'üne.Bunla yatıcam bu gece." Nası mutlu oldum anlatamam.Demek ki beraber yatmayı seviyo her ne kadar da yatakta bana çok sarılmasa da.

Aklım uçtu, hayallere daldım..Sonra kalktım aynaya baktım.184 cm boyum var.E omzum da geniş.Esmerim.Kirli sakal bırakınca 26-27 yaşında sanıyolar.Bacak boyum uzun ellerim&ayaklarım düzgün.Bi de buna kaslı bi'vücut eklense ohooo :) Mutlu oldum.O gece hayallerle uyudum.Ertesi gün kalktığımda dışarısı bembeyazdı.Kar yağmış.Keşke o burdayken yağsaydı da mahsur kalsaydı bizde. Aşağı indim kahvaltıya babama konuyu açtım."Baba ben spora başlamak istiyorum.Çok zayıfım kilo almak istiyorum."O da aslında benim de yazımam lazım dedi. Bugün beraber görüşmeye gidelim dedi.Gittik.Konuştuk falan anlaştık ve yazıldım.Ama gidince spora moralim bozuluyodu.Bi'hocalar vardı.Wuffff.Ben tıfılım daha tabi.Kim bakar ki bana.Hoş Apo diye bir hoca vardı.Yunan tanrısı gibi bişey.O arada bi'böle bel altı şakalar yapıyodu bana.Zaten sonra öğrendim; o da bizdenmiş.

Spora git gel azıcık gelişme göstermiştim.En azından forma girmeye başlamıştım.Artık Onunla da görüştüğümüzde hayallere dalmıyodum.Beklentimi her şeye karşı düşük tutmaya başlamıştım.Aylar geçmeye devam ediyordu.Bay Bilinmeyen'le msn de arada konuşuyorduk.Toparlamaya başlamıştı.Fark edebiliyodum.Hatta yeni bi'erkek arkadaşı da edinmiş.O'na bahsettim Bay Bilinmeyen yeni erkek arkadaşı edinmiş diye.Nerden biliyosun dedi.Msn'de konuştuk diince bozuldu.Sanırım onu da yasaklama gibi bi'niyeti vardı.Ama ben içte içe zevk almaya başlamıştım bu durumda.Kontrolü ele almaya başlıyodum.Çünkü onda arada bi'kıskançlık baş göstermeye başlamıştı.Özellikle de Bay Bilinmeyen'den bahsedersem..Artık saf aşık olmamalıydım.Yani elimden geldiği kadar..

Nisan ayı geldi.Bize gelmesi için gene ısrar ettim.İlk hayır falan dedi ama sonra ikna oldu.Çünkü sadece annesinin evde olmadığı zamanlar dersleri kırıp ona gidebiliyodum.O zaman sevişebiliyoduk.Ve sanırım yatak performansımı beğeniyordu.Gelmek için ikna oldu çünkü sevişmeyi özlemişti bence.Benimle sarılıp uyumayı özleyecek değil ya.Bu sefer ki gelişinde ne hazırlık yaptım yiyecek içecek alıp, ne büyük umutlar besledim.

Geldi, gayet normal davranmaya çalışıyodum.Bu sefer nası olduysa sevişirken arka plandaki müziğe bişey demedi.Romantik olduk falan diye...Bi'değişiklik vardı onda anlamadığım.Sevgilisiyle de mesajlaşmıyodu.Umutlanmaya ha başlamıştım ha başlayacaktım.Ben yerde oturuyodum, bilgisayarı açtı sana bişey dinleticem diye.Kenan Doğulu'dan Aşkkolik'i açtı.Acaba neden dinletiyodu bunu bana?Bu kadar aydır aşık olmadı bi'gece de mi aşık olacaktı?Yok canım daha neler.Dinledim.Ama sanki o bana söylüyomuş gibi.

Şarkı bitti, yatağa geçtik.Ufak ufak öpüşmeye başladık.Öpüşürken gözümün içine bakıyodu.Garip bi'şekilde heyecanlanmaya başlamıştım.Ondan beklenmeyecek davranışlar sergiliyordu.Ufak ufak öpmeye devam ettim.Hızlandık.Nefesi titredi ve durdu.Dudakların çok yumuşak ve çok güzel öpüyosun."Nasıl bişeysin sen?" dedi.Güvenim yerine geldi.Spor da yapıyorum ya; egom tatmin oldu.Mutlu oldum.Sonra ellerini tuttum.Çekti.Anladım henüz oraya gelmemiştik.Zamanla olacaktı..

O gece nasıl yattık biliyo musunuz? İlk kez spoon olup bu kadar uzun süre durduk.Arkamdan sarılmıştı.Hayal meyal hatırlıyorum uyurken kulağıma bişeyler fısıldamıştı."Biliyorum çok istiyosun tutmamı.Şimdi tutuyorum işte." diye.Elimi tuttu uykumda.Uyanmadım ama ona daha da sokulup uyumuşum.O gece sevgili gibi yattık.Ne mesajlar vardı.Ne incinmeler.Yolcu ettim onu.Çok mutlu olmuştum.Sanırım artık benim istediğim ilişki olmaya başlayacaktı.

Ama hala her şey yolunda değildi.Benim tam istediğim gibi değildi.Onu bi'kızla paylaşıyodum ve bana sevgilisiyle nası seviştiğini anlatabiliyodu.Zaten de doğum günümde sevgilisiyle el ele tutuşup karşımda duracaklardı.Oysa evden beraber duş alıp çıkmıştık...Peki Ağustos'ta  çıkacağımız tatilde yazlığına giderken neden ayrılık kararı almıştım? Ben Paris'e gidince orada tanıştığım mankenle yatacak mıydım? Paris'ten döndükten sonra neden köpürdü bana? Çok şey var daha anlatılması gereken çoook..


21 Kasım 2011 Pazartesi

Bi'imza, bi'destek?

www.allout.org/russia_silenced

"..In 48 hours, political leaders in Russia will vote on a law that makes speaking out as a gay, lesbian or trans person ILLEGAL...."

bu siteye bir göz atıp mümkünse bir imza bırakmanızı dilerim.

iyi haftalar..

"Haplo'cuğumdan alıntıdır"

20 Kasım 2011 Pazar

Yılımızı döndürdük :)

Merhaba bloog :)
Dün mükemmel bi'geceydi.Her şey o kadar hoş oldu ki, kusursuzdu.Tabi bunların kusursuz olması için baya yoruldum :(

Hemmen anlatmaya başliim.

Perşembe yi cumaya bağlayan gece mybilet'in başında oturup Alacakaranlık'ın satışa sunulmasını bekledim.Ama sanırsam 00:00 dan önce de satıştaymış.Neyse 02:00 sularında Taksim AFM'ye 20:45 seansına aldım güzel bi yerden.Sonra uyudum sabah kalkınca tıraş duş maske metroseksüelliğin dibi derken Saat 2 gibi evden çıktım ve İstinye Park'taki ayırtılan ayakkabıyı almaya gittim.Ayakkabıyı denedim 42'si olucak mı diye acaba.Bana oldu gibi 43/43.5 giyen biri olarak bana öyle olduysa bitaneme tam olur dedim.Ayakkabıyı aldım, bari burdaki AFM'den bileti bastırim dedim ama olmadı.

Çıktım taksi bekledim metroya gitmek için.Taksi gelmek bilmedi, sonunda geldi adama metro diince, hooof poof yaptı yakın olduğu için (Yakında dediğim de yürüme mesafesi değil 7 tl tutuyo). "Abi metroya gitmek için trafiğe gircez yaa; şimdi şurdan minibüse atlasana taksiye biniyosun, hiç etik değil bu yaptığınız." dedi. (Ben de minibüse binmeyen biri diilim he, minibüs taktir edersiniz ki daha geç gidiyo, iş çıkışı olduğu için çok kalabalık, elimde kocaman paket ve üstümün kırışmaması lazım.Ben geç kalmaya başladım bile daha Taksim'e gidip bir sürü şey ayarlayıp buluşucam, 1 saatim kalmış.) Yani taksi en mantıklı şey.Hayır kaldı ki artık şoförlerin hepsi hoşuna gitmesse in diyo, bu ne biçim iş!? "Beyfendi, etik olmayan şey varsa işinizi reddetmeniz." dedim.Sustu ve sürdü arabayı.Neyse başka metro istasyonuna götürdü trafik var diye x2 ücretle.

Taksime geldim, sinemaya koştum, bileti bastırdım.Dilek Pastanesi'ne koşuyodum bitanem aradı ben çıktım diye.Geç kalıcağımı anlayınca Saray Muhalebicisi'nin önündeydim ordan alim dedim.Pastayı aldım üstüne "2. yıldönümüz kutlu olsun sevgilim" yazdırdım. Bi elimde pasta bi elimde hediye koşuyorum.Miss Pizza'ya rezervasyon yaptırmıştım.Ama Cihangirdeki yerini bi'türlü bulamam ne zaman gitsem.Telefonun navigasyonunu açtım, kulaklığı taktım o tarif etti ben koştum ve sonunda ara sokaklarda kaybolmadan buldum :) İçeri girdim hediyeyi masaya koydum.Adama: "Rezervasyonum vardı bu hediye bu masada dursun, ben arkadaşlarımı alıp gelicem.Bu da pasta yemek bitince getiriceksiniz, bu da sinema bileti hesabın arasına koyup getirceksiniz sürpriz olucak." dedim.Adam da "tabi efendim, Sürpriz yapılcak kişi erkek mi kadın mı? dedi."Erkek.Yıl dönümümüz" dedim.Adam kafasındaki gay profiline uymayan bi'halim olduğu için şaşırdı :)

Koşup meydana gittim ama giterken telefonun şarjı bitti.O an boku yediğimi anladım.Şarj aletimi hep yanıma taşırım, prensip meselesi :p Büfeye girdim rica ettim durumu anlatıp adam taktı şarja.Bitanemi aradım tramway durağında dur geliyorum ben şişhanede inmişim yanlışlıkla." dedim ve kapadım.Adam yalan söylediimi anlayınca şaşırıp kaldı :) Sonra büfeden çıktım koşmaya başladım.Bitanemin yanına vardım.Dünyanın en tatlı kızını da aldık.Nereye gidelim meselesine geldik.Ben bilmeem dedim.Dünyanın en tatlı kızını örgütlediğim için "Miss Pizzaya mı gitsek benim canım çekti ama yıl dönümü olan sizsiniz."dedi.Ben de olur aslında dedim.Bitanem başka yere tutturdu ama ikna ettik.Giderken de "Ya ben hediyemi getiremedim, annem evden çıkarken görücek diye." dedim.O da önemli diil falan dedi.Neyse gittik içeri girince hediyeyi gördü masada.Massimo Dutti yazısını görünce gözü ışıldadı, zaten ben de o an o ışıltıyı görebilmek için her şeyi feda edebilirdim.

Oturduk hediye'yi açtı giydi bu gece bunla gezcem dedi.Ben de hediyemi açtım.Ne tarz gömlek sevdiğimi bildiği için bayıldığım tarzda mükemmel bi gömlek almış ufaklık :) Sonra yemek söledik yedik ama sinemaya geç kalcaktık.Garsona gidip: "Pastayı şimdi getirin, bileti de yanına koyun." dedim.Pasta geldi, şaşırdı bileti görünce bana bi baktı ki... (Buluşmadan önce whatsapp'da grupta konuşuodu "bugün Alacakaranlık girmiş vizyona ama yer var mıdır gidelim mi?" diye.Ben de eleştirdim saçma sapa filmleri seviyosun ben gitmem diye :p) Bileti görünce her şey gözünün önünden geçti sanırım :) Mumları üfledik, dilek tuttum (ama söylemem)  pastayı yedik hesabı ödedik ve koşarak sinemaya gittik.Yol boyunca ayakkabılarına bakarak yürüdü, ufak çocuklara ışıklı ayakkabı alırsınız ya, öyleydi hali :) Neyse yetiştik filme.Film boyunca el ele tutuştuk.Film bitti çıktık.135 dakka sürüodu, saat 11 buçuk falandı.Balkon'a gittik.Terasta oturduk soğukta :) Ama o kadar kalabalık ve güzeldi ki ortam, hiç umrum değildi soğuk.Long Island'ı 5 shot da içince zom oldum ve "Hayat paylaşınca güzel lalal alalalalaaa" havalarına gülmeye başladım. Ordan kalkıp gay bara gitme kararı aldık.Heeeh kafa da güzel :)

Asansörde kızın yanında azıcık yiiştik ama dünyanın en tatlı kızının kafası da hoş olduu için bişi olmadı.Amaaan zaten Çeşme'de ben onu unutup belimden havluyu atmış insanım hohoho :) Ama ben deli gibi aç olduğum için "bana ne bana ne kumpir de kumpir." dedim.İstiklal üstünde bi yere girdik ama nası gülüyoruz.Etrafta turistler var bakıyolar neden gülüyolar diye :) Acaaaaaip neşeliyiz.Saat 1 falan.Kumpiri yedik kalktık sokakta bi tane gay'in tacizine uğradık.Şıııııışt yakışıklı nereye dedi bize.Bari yüzüne bakılcak tip olsaydı gam yemicektik.

XLarge'a gittik millet kaynamış bile.Dansçıları görünce bizde kaynadık o ayrı (size de ayırdım biraz hohoh fotolarını çektim :) Tabi geçen sefer gittiğimde bitanemle slibine para takarak pipisini avuçladıım dansçı gene vardı.Ondan o kadar köpürmedik azgınlıktan :p Ama kapanışta tamamen çıplaklardı ve dünyanın en güzel iki poposunu gördük..

Kafamız daha da hoş oldu.Dünyanın en tatlı kızı iice sarhoş oldu.Baya talibimiz de vardı ama böle götürücü/götürülmek isteyen tipler kesti hep ikimizi.Saat 5 gibi çıktık.Dünyanın en tatlı kızını görmeniz lazımdı böyle şirinlik yok.Topuklu ayakkabılarını çıkardı, bitanemin eski ayakkabılarını giydirdik öle yürüdü.Ben taksi gelene kadar beklemek zorunda olduum için onlar da geldi, İstiklal'de bi yerde oturduk.Taksi geldi bindim onları meydana bıraktık ve eve geldim.Eve geldiimde 5 buçuktu artık güneş doğacaktı.Bi yatmışım...Akşam üstü 4 buçukta uyandım Ohaa lan öldüm mü acaba diye.Sonra spor mıpor.

İşte böyleee.Baya bişeyler yaşadık.Uzun bi'gece oldu lafı tam dün gece içindi..Yazı da uzun oldu ama umarım okursunuz :)

Hee bi'de geceden bazı fotoğraflar :)

pastanın tadına varamadık....
                                    bunun tadına zaten varamadık :p


            geçen sefer para taktığımız buydu; mal varlığı yerinde bir kişi :P

hohohoho :)

19 Kasım 2011 Cumartesi

Kafa nereye biz oraya?

Kafa deli gibi güzel... Sarhoşum..
Keyifler tıkırında. Ben daha ne isterim ki!?
Onunla deli gibi bağır çağır inleyerek sevişmek.. Tek bunu isterdim.

18 Kasım 2011 Cuma

Yıl dönümü :)

Bugün yıl dönümümüz :)
3. senemize girdik; aslında internette tanışmamızı da katarsak 3.5'uncu senemize girdik. Birazdan hazırlanıp evden çıkıcam..Çok işim var.Massimo Dutti'deki ayakkabıyı almaya gitmiştim ya, numarası kalmamış.İstinye Park'ta ayırttım.İlk onu gidip alıcam.Sonra Nişantaşı ya da Taksime gitcem.Akşam yemek yiyeceğimiz yere pastaneden pasta alıp üstüne yazı yazdırıp bırakıcam.Yemeğe oraya götürüp pasta sürprizi yapıcam :)

Dün gece 2:00 de Alacakaranlık'a bilet aldım.Bugün vizyona girdi :) Yemekten sonra sinema için Taksim'e götürücem açıklama yapmadan, sürpriz olcak :) Dünya'nın en tatlı kızı da yanımızda olucak. :) Biz baş başa da olabilirdik ama tatlı kızın sevgilisiyle sorunları var; çok üzülüyorum ben de ona :( belki birazcık neşelenir diye gelmesini istedim çok.Hem zaten o olunca da başbaşaymışız gibi rahat olabiliyorum ben :) Keşke benim okulda ki ekürim de olsaydı da hep beraber kutlasaydık. Çok özledim onları :/

İşte böyle..Çok mutluyum akşam ufaklığımı görcem diye :) :)

Detayları yazabildiim zaman yazıcam :) Öptüm topunuzu hohohoh (fesatlaşmayın ha)

Ayakkabı bu :) Bitaneme çok yakışıcak ve sanırsam görünce mutluluktan uçucak :)


Detaylı incelemek isteyenler için: (x-coach gibi :p )

http://www.massimodutti.com/webapp/wcs/stores/servlet/product/duttitr/en/massimodutti/38049/133700/ZIP%2BANKLE%2BBOOT